2. Dünya Savaşı’nın arifesinde Akdeniz’de İtalyan Donanması’nın en büyük rakibi Fransız Donanmasıydı. İtalyanlar Washington Deniz Silahları Konferansında alınan kararların Fransızlar tarafından denize indirilen Dunkerque sınıfı zırhlılar tarafından ihlal edildiğini iddia ederek Littorio sınıfı zırhlıları yapmaya başlamıştı. Ayrıca İtalyanların 1. Dünya Savaşı sırasında ürettiği Conte Di Cavour sınıfı muharebe gemileri de İtalyanlar tarafından modernizasyona alınmış ve orijinal yapılarının sadece %40'lık kısmı kalacak şekilde sökülerek yeniden inşa edilmeye başlanmıştı. Bu savaş gemilerine 2 adet üçerli tarette 12 inch 305mm'lik top ve 2 adet ikişerli tarette 12 inch 305mm'lik top olmak üzere toplam 10 adet takılarak silah sistemleri yenilenmiş ve hızları 28 knot'a yükseltilmişti. İtalyan Donanması’nın hızlı şekilde yenilenerek büyümesi Akdeniz’de kolonileri olan İngiliz ve Fransızları ciddi manada sıkıntıya sokmaya başlamıştı. Bu gelişmelerin ardından 2. Dünya Savaşı başlamış ve 1940 yılında Fransa’nın Almanlar tarafından yenilgiye uğratılarak işgal edilmesi ile Fransızlar Akdeniz havzasında devre dışı kalmıştı. Bu gelişmenin ardından ise Akdeniz’de İngiliz ve İtalyan çekişmesi had safhaya ulaşmıştı.

Conte Di Cavour
Giulio Cesare
 Savaşa Almanlar ile güçlü bir ittifak kurarak katılan İtalya, Benito Mussolini önderliğinde Balkanlar, Yunanistan ve Kuzey Afrika’yı işgal ederek 2. Roma İmparatorluğunu kurmak istiyordu. İtalyanlar bu hayalini gerçekleştirmek için ise Akdeniz’e hâkim olmaları gerektiğinin farkındaydılar. İtalyanların Akdeniz havzasında Fransızların devre dışı kalmasıyla en büyük düşmanı ise Mısır, Kıbrıs, Malta ve Cebelitarık gibi topraklara hâkim olan İngilizlerdi. Dolayısıyla 1940 yazında İtalya ve İngiltere arasında 3 yıl sürecek olan ‘’Akdeniz Savaşı’’ başladı. Bu savaş aylar boyunca birçok muharebe ve askeri operasyona sahne olurken; bu savaşın ilk çarpışması, konvoylarına refakat eden İtalyan Donanması ile konvoylarını korumakla görevli İngiliz Donanması arasında İngilizlerin Operation Catapult kapsamında Fransız Donanmasına Mers El Kebir limanında saldırmasından 6 gün sonra yani 9 Temmuz 1940'da gerçekleşmiş olan Calabria Deniz Muharebesi (İtalyanlar tarafından, Punta Stilo Savaşı olarak bilinir) ile başlamıştır. Bu savaş İtalyan Donanması (Regia Marina) ile İngiliz Kraliyet Donanması ve Avustralya Kraliyet Donanması arasında Calabria'nın (Punta Stilo) 30 mil doğusunda meydana gelmiştir.

İtalya, Almanlarla ittifak kurarak 2. Dünya Savaşı'na girdiğinde, sömürgelerinde bulunan askeri güçleri operasyonel ve donanımsal olarak kötü donanıma sahipti. Dolayısıyla İtalyan filosu, Libya'da bulunan kuvvetlerinin donanımlarını iyileştirebilmek için büyük tedarik konvoyları oluşturmaya başlamıştı. Dolayısıyla İtalyanlar; İtalya anakarası ile Kuzey Afrika’da ki kolonileri arasında, Akdeniz boyunca Kuzey/Güney yönünde konvoy yolları oluştururken; İngilizler ise doğuda bulunan kolonilerinden gelen malzemelerin İngiltere anakarasına ulaştırmak için Doğu/Batı yönünde Süveyş Kanalını geçerek, İskenderiye'den Malta’ya ve buradan da Cebelitarık Boğazını geçen konvoy yolları oluşturmuş durumdaydı. Kısaca Akdeniz havzasında İtalyanlar Güney’de bulunan kolonilerini takviye ederek hem İngilizlerin Kuzey Afrika’da bulunan sömürgelerine karşı işgal sürecine girmek için hem de sömürgelerindeki askeri gücünü pekiştirerek herhangi bir saldırıyı bertaraf etmeyi amaçlıyordu. İngilizler ise İtalyanların Libya üzerinden yapabileceği bir saldırı ile en önemli tedarik yollarından birisi olan Süveyş Kanalı’nın korunması ile ilgili savunma hazırlıklarını devam ettiriyor ve aynı şekilde Doğu Akdeniz’den başlayıp Cebelitarık Boğazına kadar devam eden uzun tedarik yollarının güvenliğine önem veriyordu. Çünkü İngilizler için bahse konu bu tedarik yolunun kesilmesi İngiliz Anakarasının tedarik zincirinden yoksun kalmasına ve doğrudan Almanlar tarafından işgale açık hale gelmesine, haliyle devam eden savaşta yenilgilerine yol açacaktı. Bu cihetle; konvoylara refakat eden iki donanmanın bir şekilde karşılaşarak çatışacağı açıktı.

Akdeniz'de İtalyan ve İngiliz Sömürgelerine Ait Limanları Gösteren Harita
İtalyanlar, İngiliz istihbaratını yanıltmak için 6 Temmuz'da Napoli'den Trablus'a doğru konvoylarının yola çıkacağı haberini yaydılar. Ancak bu konvoy Trablus'a değil Bingazi Limanına gidecekti. Dört yük gemisinden oluşan konvoy 6 Temmuz 1940 günü Napoli’den ayrılarak, Bingazi'ye doğru yola çıktı. O akşam Catania'dan gelen iki torpidobot konvoya eşlik etmeye başladı. Başka bir konvoy grubu ise Messina'dan yola çıkarak bu konvoy ile buluştu ve ertesi gün eskortlar eşliğinde yol alan gemilere, Donanma Komutanlığı tarafından müttefiklerin İskenderiye Limanından kalabalık bir konvoy ile ayrıldığı bilgisi verildi. İtalyanların konvoyunda, 2190 asker, 72 adet M11/39 tank, 232 araç, 10.445 ton gıda malzemesi ve 5.720 ton yakıt bulunmaktaydı. Konvoyu korumakla görevli eskort gemilerinin başında ise Amiral İnigo Campioni bulunmaktaydı ve bu görev gücü üç gruptan oluşuyordu. Birinci grup doğrudan kargo gemilerini koruyan, sekiz tane destroyer (10. Destroyer Filosu ve 14. Destroyer Filosu) ve dört torpido botundan oluşmaktaydı. İkinci grup bu konvoyun 35 mil (56 km) doğusunda, 6 ağır kruvazör (Zara, Fiume, Gorizia, Pola, Bolzano ve Trento) ve 4 destroyerden (9. Destroyer Filosu) oluşmaktaydı. Üçüncü grup ise ana savaş unsurlarını oluşturmaktaydı ve iki muharebe gemisi (Giulio Cesare ve Conte Di Cavour), 8 hafif kruvazör (Eugenio Di Savoia, Duca D’aosta, Muzio Attendolo, Raimondo Montecuccoli, Alberico Da Barbiano, Amberto Di Giussano, Duca Degli Abruzzi ve Giuseppe Garibaldi) ve 16 destroyerden (7-8-15-16. Destroyer filoları) oluşuyordu. Konvoy Sicilya'dan geçerken Catania'dan yola çıkan 5 kargo gemisi daha bu konvoya katılmıştı. İtalyanlar tarafından denize indirilmiş olan Littorio sınıfı (Littorio - Vittorio Veneto) muharebe gemileri ise mekanik problemler ve yakıt ihtiyaçlarının karşılanamamasından dolayı bu konvoylara eşlik edemiyordu.

Amiral İnigo Campioni
İtalyan M11/39 Tankları
İtalyan gemileri Güneye doğru ilerlerken, İngilizler İskenderiye'den Batıya doğru Kraliyet Donanması'nın korumasında konvoylar gönderiyordu. İskenderiye'den 7 Temmuz 1940 tarihinde yola çıkan bu konvoyda çeşitli silah ve gıda malzemeleriyle birlikte, Malta’ya bırakılmak üzere asker ve uzman ekipler bulunuyordu. Bu konvoy iki grup halinde yol almaktaydı, Birinci grup 13 knot hız ile yol alırken; ikinci grup 9 knot ile yol almaktaydı. Konvoyu korumakla görevli görev gücünün başında ise Amiral Andrew Cunningham bulunmaktaydı ve görev gücü üç gruptan oluşuyordu. Birinci grup Koramiral John Tovey yönetiminde Force A (Görev Gücü A) olarak, 5 kruvazör (Orion, Neptune, Gloucester, Liverpool ve Sydney) ve 1 destroyerden oluşmaktaydı. İkinci grup Amiral Andrew Cunningham yönetiminde Force B (Görev Gücü B) olarak, 1 muharebe gemisi (Warspite) ve 5 destroyerden oluşmaktaydı. Üçüncü grup ise ana savaş unsuru olarak Amiral Sir Henry Pridham-Wippell yönetiminde Force C (Görev Gücü C) olarak, 2 muharebe gemisi (Malaya ve Royal Sovereign), 1 uçak gemisi (Eagle) ve 11 destroyerden oluşmaktaydı. Bu grubun içerisinde bulunan bir destroyerin (HMS İmperial) 8 Temmuz'un ilk saatlerinde buhar kazanının patlaması üzerine konvoydan ayrılarak İskenderiye'ye geri dönmek zorunda kaldı.

Amiral Andrew Cunningham
Koramiral John Tovey
8 Temmuz günü saat 14:40'ta Tobruk'tan kalkan iki adet İtalyan Cant Z.506 deniz uçağı İngiliz filosunu tespit etti ve yaklaşık dört saat boyunca izledi. Uçak personeli İngiliz konvoyunun konumunu Donanma Komutanlığına ve Amiral Campioni’ye bildirdi. Bu rapor üzerine Amiral Campioni, filosuna konvoyu savunmak için Doğu’ya yönelmesini emretti. Ancak İtalyan Donanma Komutanlığı, iki filonun gece karşılaşarak çarpışmasını istemiyordu. Bunun üzerine Donanma Komutanlığı filoya temastan kaçınması emrini verdi. Amiral Campioni bu emir üzerine gerekli manevraları yapmaya başladı. Filonun ilk konumlanması sırasında İtalyanlar 3 destroyer ve 2 hafif kruvazörle ilgili teknik sorunlar yaşadılar. Sorun yaşayan bu gemilere destroyer refakatçiler görevlendirerek Sicilya'ya geri gönderildi. Amiral Campioni bu kayıpları telafi etmek için, donanmanın merkez üssü olan Taranto'dan başka bir destroyer grubu gelmesini talep etti. Bu noktada kargo gemilerine refakat eden İtalyan filosunun 16 destroyeri bulunmkatyadı.

Cant Z.506 Deniz Uçağı
Bu sırada İngilizler’in de başka sorunları bulunuyordu. İtalyan Hava Kuvvetleri'ne (Regia Aeronautica) bağlı 72 adet bombardıman uçağı 8 Temmuz günü saat 10:00'dan, 18:40'a kadar, İngiliz filosuna saldırılar düzenlemişti. Almanlar tarafından tercih edilen dalış bombardımanlarının aksine, İtalyan bombardıman uçakları, savaşın ilk safhalarında, yüksek irtifadan bombardımanı tercih ediyordu. Dolayısıyla İtalyanların yaptığı hava akınlarının etkisi ve isabet hassasiyeti ciddi manada düşük oluyordu. Ancak İtalyanların hava saldırısında bombalardan bir tanesi hafif kruvazör HMS Gloucester'ın köprüsüne isabet etmiş ve kaptan J. R. D’Aeth, Teğmen Churchill ve Lindsey’de dahil olmak üzere 18 denizcinin ölümüne ve 9 personelinde yaralanmasına neden olmuştu. Bomba geminin kaptan köşküne düştüğü için dümen tertibatı ciddi hasar görmüş ve yangın çıkmıştı. İkinci kaptan Reginald P. Tanner, geminin kontrolünü ele alarak yangını söndürmüş ve acil durum sinyali yollayarak yardım talebinde bulunmuştu.

HMS Gloucester
8 Temmuz günü saat 15:10'da Cunningham'ın filosu İtalyanların manevraları üzerine önlerini kesmek için Taranto'ya doğru manevra yapma kararı aldı. Amiral Cunningham akşam üzeri, rotayı bu yönde değiştirerek gerekli manevraları yapmaya başladı ve filo hızını yavaşlattı. Amiral Cunningham’ın bu manzevrası sayesinde İngiliz filosu 9 Temmuz'un ilk saatlerinde İtalyan Filosu ile Taranto Körfezi arasında konumlanmış durumdaydı ve İtalyan hava keşfinden kaçınmak için manevralar yapmaktaydı. İngilizlerin yaptığı bu konumlanma ve manevralardan ise İtalyan Donanma Komutanlığının saat 13:30'a kadar haberi olmayacaktı. Amiral Campioni düşman filosunu bulması için 6 adet Imam RO.43 deniz uçağının havalanarak keşif yapmasını istedi. Yapılan keşif neticesinde, saat 13:30'da Amiral Campioni'nin eline İngiliz filosunun pozisyonuna dair raporlar ulaştı.

Italyan Imam RO.43 Deniz Uçağı
9 Temmuz günü öğle saatlerinde iki filo birbirlerine 90 mil (140 km) uzaktaydı. Amiral Cunningham, önemli derecede yavaş olan Royal Sovereign ve Malaya ile Warspite arasındaki mesafenin kapanmasını beklemediği için Warspite bu gemilerle arasını açarak tek başına yol almaya devam etti. Bu arada, saat 13:15'de HMS Eagle uçak gemisinden kalkan, Fairey Swordfish uçakları, İtalyan ağır kruvazörlerine karşı birkaç sorti düzenledi; ancak herhangi bir isabet başarısı sağlayamadı. İtalyan Donanma Komutanlığı ise saat 13:40'de, Amiral Campioni'ye mesaj yollayarak savaşması talimatını verdi. Donanma Komutanlığı ve Amiral Capioni'nin aslında, burada yapmak istediği İngiliz filosunun İtalya kıyılarına yaklaşmasını sağlayarak ana karada bulunan İtalyan Hava Kuvvetlerinin desteği ile savaşta üstünlük sağlamaktı. Ancak, saat 14:00 itibariyle, Cunningham'ın İtalyan Filosu ile Taranto limanının bağlantısını kesme planı başarılı olmuştu. Dolayısıyla İtalyan Donanma Komutanlığının, İngiliz Filosunu kıyıya çekerek hava desteği sağlama planı en başından başarısız olmuştu. Kısaca İtalyanların taktiği daha savaş başlamadan suya düşmüştü.

Fairey Swordfish
Calabria Muharebe Haritası

İngilizlerin Forced-A (Görev Gücü-A) saat 15:15'te, İtalyan savaş gemilerini gördü ve müttefik kruvazör grubu Warspite'ın önüne yayıldı. Bu dakikadan itibaren İki tarafa ait gemiler 21.500 metreden (23.500 YD) birbirine ateş açmaya başladı. İtalyan menzil bulucuları, İngiliz meslektaşlarına göre daha iyi hedef alıyor ve üç dakika içinde sık aralıkta ateş etmelerine rağmen mesafeyi bulmuşlardı. Ancak İtalyan gemilerinde bulunan topların tasarım olarak bir dezavantajı vardı. Bu topların menzillerinin uzun olmasına rağmen taretin mermi çıkış hızının fazla olmasından dolayı ateşlenen mermilerin isabet oranını olumsuz yönde etkiliyor ve isabet oranını ciddi manada düşürüyordu. Müttefiklerin menzil bulucuları iyi daha başarısız olmalarına ve top menzilinin kısa olmasından dolayı mermilerinin kısa düşmesine rağmen, müttefik topları teknolojik olarak daha iyi tasarlanmış ve mermileri İtalyan Donanmasının yaşadığı sorunu yaşamadan istenen isabetlilik oranını yakalayabiliyordu. Genellikle iki kuvvetin topçuları avantajları ve dezavantajlarına rağmen iyi iş çıkartıyorlardı. Yoklama atışlarından birkaç dakika sonra gemilerin arası 20.000 metreye (22.000 YD) düştü ve İtalyan donanması müttefik silahlarının menziline girmeye başladı. Ancak, saat 15:22 itibariyle İtalyan topçu ateşi, müttefik kruvazörlerine tehlikeli şekilde yaklaştı. Bunun üzerine Koramiral John Tovey, geri çekilme kararı aldı. Bu noktada, Giuseppe Garibaldi kruvazörü tarafından ateşlenen 6 inch’lik (152 mm) top mermileri, HMS Neptün'ün mancınık ve keşif uçağı hangarına isabet etti ve yangın çıkarttı. Ancak bu hasar HMS Neptün’e yapısal hasar ve yangın dışında zarar vermediği için kruvazör İtalyan gemileri ile arasını açmaya devam etti ve gemide çıkan yangın saat 15:30'da söndürüldü. Bu sırada İngiliz savaş gemisi Warspite, İtalyan hafif kruvazörleri Alberico Da Barbiano ve Alberto Di Giussano'ya atış yapmış ve isabet başarısı gösterememişti. Warspite konum ve güç olarak İtalyan kruvazörlerine karşı avantajlı olmasına rağmen bu atış avantajını sürdüremedi. Çünkü Malaya ve Royal Sovereign zırhlılarının Warspite’ın hızına ayak uyduramamasından Warspite'in gerisinde kalmaya başlamış ve Warspite bu iki geminin kendisine yetişmesi için manevra yapmak zorunda kalmıştı. Çünkü Warspite, Malaya ve Royal Sovereign zırhlılarının desteği olmadan tüm İtalyan Donanması ile tek başına savaşamazdı.

Warspite yukarıda bahise geçen manevrayı yaparken İtalyan komutanlar Giulio Cesare ve Conte Di Cavour ile Warspite'e saldırmaya karar verdi ve iki savaş gemisi bu yönde manevra yapmaya başladı. Giulio Cesare saat 15:52'de 26.400 metreden (28.900 YD) atış yapmaya başladı. Conte Di Cavour ise İtalyan stratejisi uyarınca bir hedefe birden fazla geminin ateş etmemesi kuralını uygulayarak atışlarını Malaya ve Royal Sovereign'a yöneltti. Bu strateji 1. Dünya Savaşında İngilitere ve Almanlar arasında gerçekleşen ve dünyanın yaşadığı en büyük deniz muharebesi olan Jutland Deniz Savaşı sırasında, tek bir hedefe ateş eden birden fazla geminin, menzil bulucular tarafların hangi geminin atışının nereye düştüğünü belirlemelerini zorlaştırması üzerine geliştirilmişti. Bu sırada Warspite, İtalyan stratejisinin farkında değildi ve taretlerinin atışlarını iki gemi arasında bölmüştü. Giulio Cesare’nin bazı mermileri Warspite’i aşarak, refakatçileri HMS Hereward ve HMS Decoy destroyerlerine isabet etti ve ciddi hasara sebep oldu. Menzil dışında olmasına rağmen, Malaya İtalyanlar arasında karışıklığa neden olmak umuduyla saat 15:54'te ateş etmeye başladı. Bu arada, İtalyan ağır kruvazörleri harekete geçti ve 15:55'te Warspite'a ateş etmeye başladılar, ancak müttefik kruvazörlerin devreye girmesiyle gemiler geri çekilmek zorunda kaldı. Giulio Cesare'den ateşlenen top mermileri saat 15:59'da Warspite'ın çok yakınına düşmeye başlamıştı. Bu sırada Warspite'ın 15 inçlik (381 mm) toplarından ateşlenen mermiler 24.000 metreden (26.000 YD) Giulio Cesare’nin arka bacasına ve 37 mm'lik (1,5 inç) uçaksavar silahlarının depolandığı mühimmat deposuna isabet ederek yangın çıkartmıştı. Bu isabetle gemideki 2 denizci öldü ve birkaç kişi yaralandı. Giulio Cesare'nin hızı atış sonrası kazan dairesinde oluşan hasardan dolayı 18 knot'a düştü ve görevini Conte Di Cavour devraldı. Warspite tarafından atılan ve Giulio Cesare'ye isabet eden bu top mermisi hareketli bir hedefe karşı daha önce Scharnhorst'un, uçak gemisi HMS Glorious’a karşı top atışı ile gerçekleştirdiği ve tarihin en uzun menzilden isabet eden top atışı rekorunu kırdığı menzile ortak olmuştu. Warspite, yavaşlayan Giulio Cesare'ye ciddi hasar verebilecek mükemmel bir konumda olduğu görülüyordu. Ancak bir sefer daha Malaya'nın yetişmesi için manevra yapmak zorunda kaldı. Bu sırada Malaya'daki personel İtalyanların kullandığı taktiği çözerek atışlarını Giulio Cesare'ye yönelttiler. Bunun üzerine 16:01'de İtalyan destroyerleri zırhlıları korumak için torpido saldırısı için manevra yapmaya başladı. Bunu gören İngiliz zırhlıları saldırıyı savuşturmak için geri çekilmeye başladı.

Giulio Cesare'nin Aldığı Hasar
Giulio Cesare'nin Aldığı Hasar

HMS Hereward Destroyeri
HMS Decoy Destroyeri
Ağır kruvazör Fiume saat 15:58'de, İngiliz hattında bulunan HMS Liverpool'a ateş açmaya başladı. Bunun üzerine yakında bulunan iki İtalyan kruvazör grubu (Zara, Bolzano ve Pola, Gorizia ve Trento) İngiliz kruvazör savaş grubuyla birbirlerine top atışı yapmaya başladı. Her iki grup da saat 16:07'ye kadar birbirlerine ciddi hasar verecek atış gerçekleştiremedi. Ancak saat 16:07'de HMS Neptün'den ateşlenen 3 top mermisi ağır kruvazör Bolzano’ya isabet etti ve torpido odasında 2 denizcinin ölümüyle birlikte, geçici olarak dümenini kilitledi. Aynı zaman zarfında destroyer Vittorio Alfieri'de isabet aldı; ancak bu isabet küçük bir hasara sebep oldu. Bu arada, Giulio Cesare'deki mekanikerler, 4 adet hasarlı kazanı tamir edebildi ve zırhlının hızını 22 knot'a (41 km) ulaşmasını sağladı. Amiral Campioni, üç düşman zırhlısı ve bir uçak gemisi ile karşılaşmak zorunda kalan Conte Di Cavour'un geri çekilerek, Messina'ya doğru yol almasına karar verdi.



İlerleyen saatlerde her iki filo da destroyer gruplarıyla uzak mesafeden torpido çarpışmaları gerçekleştirdi. Ancak bu saldırılarda herhangi bir gemi hasar görmedi. Saat 16:40'da İtalyan Hava Kuvvetleri, 126 uçakla saldırı düzenlemeye başladı. Bu saldırılarda uçak gemisi HMS Eagle, HMS Warspite ve HMS Malaya'da ufak hasarlara neden oldu. Saldırı sırasında bazı yanlış anlaşılmalardan dolayı İtalyan uçaklarının bir kısmı İtalyan gemilerine de saldırdı ancak gemiler de herhangi bir zarar meydana gelmedi. İlerleyen dönemde İtalyan hava kuvvetlerinin kendi gemilerini bombalamasını engellemek ve düşman gemilerinden ayırt edebilmeleri için İtalyan gemilerinin güverteleri kırmızı ve beyaz şeritler ile boyandı. Dolayısıyla savaş boyunca İtalyan Donanmasını diğer donanmalardan ayıran en önemli görünüm özelliği bu oldu.

İtalyan uçaklarının saldırısından sonra her iki taraf da saat 16:50'de savaş alanından çekildi ve çatışma sona erdi. Ertesi gün İtalyan destroyeri Leone Pancaldo Sicilya’da bulunan Augusta Limanı’nda demirliyken, HMS Eagle’dan kalkan Fairey Swordfish uçakları tarafından torpido saldırısına uğradı ve aldığı ağır hasar yüzünden sığ suda karaya oturdu. 11 Temmuz 1940 tarihinde ise İtalyan denizaltısı Marcone Sardinya Adası açıklarında konvoya eskortluk eden HMS Gibralter destroyerini torpido ile batırdı. Bu iki olay ise Calabria Savaşı’nın son kurbanları olarak kayıtlara geçti.

Calabria Deniz Savaşı çok ilginç bir çatışma olarak tarih sayfalarının arasında yerini almıştır. Bu muharebenin ilginçliği her iki tarafın diğerine karşı herhangi bir saldırma amacının olmamasından ileri geliyordu. Ayrıca bu muharebe neticesinde her iki tarafta savaşı kazandığını iddia ediyordu. Çünkü savaşın amacı kendi tedarik konvoylarını korumaktı. Zira İtalyan kargo gemileri Libya'ya güvenli bir şekilde ulaşmıştı. Bu arada İngiliz kargo gemileri de görev güçleriyle birlikte yoluna devam ederek Cebelitarık'a ulaşmışlardı. Dolayısıyla bu savaşta kazanan veya kaybeden bir taraf yoktu ve karşılaşma neticesinde her iki taraf istedikleri amaca ulaşmıştı. Dolayısıyla bu karşılaşma berabere bitmişti.

Bu muharebe sonucunda İtalyan stratejistlerde belli çıkarımlar yapmıştı. İtalyan donanma yetkilileri İngilizlere karşı ateş gücü, hız ve teknolojik üstünlük kurduklarını düşünüyorlardı. İtalyanlar bu savaş neticesinde; Akdeniz’e hâkim olma arzularının gerçekleşeceğine inanmış ve özgüvenleri artmıştı. İtalyan donanma yetkilileri artık kendinden emin şekilde İngiliz Kraliyet Donanması ile baş edebileceğini düşünüyordu.

İtalyanların Taranto limanında demirli ve dönemin en güçlü gemilerinden olan Littorio sınıfı zırhlıları neden savaşa göndermediklerine gelecek olursak. Aslında her iki zırhlı gemide gerçekleşen savaştan sadece birkaç saat uzaklıktaydı. Ancak her iki gemi halen test aşamasındaydı ve Littorio'nun ana taretlerini kontrol eden elektrik sisteminde arıza bulunmaktaydı. Bu savaşa Littorio veya Vittorio Veneto'nun katılması durumunda, savaş İtalyanların lehine döneceği aşikardı. Her ne kadar bu iki gemide test aşamasında veya arızalı olmasına rağmen en azından bir geminin savaşa gönderilebileceği gerçeği de göz ardı edilemez. Bu gemilerden bir tanesinin savaş meydanına ulaşması durumunda aktif olmasa dahi pasif caydırıcı unsur olacağı açıktır. Ancak İtalyanların bu konuda başka ciddi sorunları da bulunmaktaydı. İtalyanlar, Fransız Donanmasının da devre dışı kalmasıyla Akdeniz’de İngiltere’den sonra en büyük ve modern donanmaya sahiptiler. Ancak donanma bariz şekilde yakıt kıtlığı çekiyordu. İtalyanların elindeki yakıtın yaklaşık %70'lik kısmı takviye konvoylarına gidiyordu. Ayrıca inşa edilmiş bu zırhlılar o kadar pahalıydı ki Jutland Deniz Muharebesinden sonra Almanların yaptığı gibi İtalyanlarda bu gemileri riske etmek istemiyordu. Bu cihetle; İtalyanlar, Littorio sınıfı gemileri aktif olarak değil pasif caydırıcı unsur olarak kullanmayı tercih ediyorlardı.

Bu savaşı yöneten iki komutanın durumlarını değerlendirecek olursak. Amiral Campioni, yenilenmiş iki zırhlı ve filosunun geri kalan unsurlarıyla; eşit şartlarda İngiliz filosu ile başa çıkabileceğini belirtmiş ve diğer İtalyan donanma subayları gibi Akdeniz’e hâkim tek kuvvetin kendi donanmaları olacağına inanmıştı. Amiral Cunningham ise kendi donanmasının hızının yetersizliği ile birlikte İtalyan savaş gemilerinin hızı ve top menzillerinin savaş sonucuna etki ettiğini düşünmekteydi. Bunun üzerine Amiral Cunningham, Donanma Komutanlığına bir rapor hazırladı. Bu raporunda HMS Malaya ve HMS Royal Sovereign'ın hızlarına atıfta bulunarak “sürekli bir kaygı kaynağına sebep olan gemiler” tanımınlaması yapmış ve bu iki gemi yerine iki veya üç tane Queen Elizabeth sınıfı zırhlı talebinde bulunmuştu. Ayrıca bu talebi içerisinde yeni gemilerin radarla donatılmış ve zırhlarının yenilenmiş olması isteğini de belirtmişti. Bu rapor üzerine Donanma Komutanlığı konunun hassasiyetini dikkate alarak değerlendirmede bulundu ve Amiralin talebini kabul ederek HMS Valliant ve HMS Barham gemilerini Amiral Cunningham’ın emrine verdi. Amiral Cunningham yönetiminde Hms Warspite ile birlikte bu iki gemi kısa süre sonra Akdeniz’in efsaneleri olacaktı. Ancak HMS Barham ilerleyen dönemde Alman U-boot’larının gazabına uğrayarak batacaktı.

Bu savaş İtalyan anakarasına yakın olmasından dolayı İtalyan Hava Kuvvetlerinin (Regia Aeronautica) ciddi bir üstünlüğü vardı. Ancak İtalya’da bulunan pistlerden kalkan bu uçaklar İtalyanların havadaki üstünlüğüne rağmen, saldırılarının etkisiz olduğunu kanıtladı. Hava kuvvetlerinin HMS Gloucester'a verilen hasar dışında çok ciddi başarı sağlayamaması sadece kullanılan teknoloji ve taktiklerle ifade edilemez. Buna rağmen, hazırlanan raporlarda hava saldırılarının müttefik filosunun yarısına zarar verdiği belirtilerek hasar rakamları şişirilerek yanıltıcı bilgi verildiği görülmektedir.

İngilizler bu muharebenin sonrasında Akdeniz’de bulunan sömürgeleri ve doğudan gelen konvoyların güvenliği için İtalyan Donanmasının da Fransızlar gibi ortadan kaldırılması veya etkisiz hale getirilmesi gerekliliğini görmüş oldular. Dolayısıyla İngilizler bir dizi deniz savaşı ile İtalyan Donanması ile çatışmaya başladı ve savaşın sonuna kadar İngilizler, İtalyanları yavaş yavaş kemirerek donanmalarını etkisiz hale getirmeyi başardı. Tabi ki İtalyan donanmasının ileride yaşayacağı bu başarısızlığı sadece İngilizlere mal etmek yanlış olur. İtalyanlar yazının içerisinde belirttiğim gibi gemileri için ciddi benzin sıkıntısı çekiyordu. Ayrıca donanmanın başında bulunan kişilerin de hem stratejik hem de yönetimsel olarak yaptığı hatalar İtalyan donanmasının başarısızlığında büyük rol oynamıştır.

İtalyan Gemileri Yol Alırken Çekilmiş Bir Resim
Conte Di Cavour'dan Çekilmiş diğer Gemilerin Resmi
Saldırı İçin Manevra Yapan İtalyan Kruvazörlerinden Birisi
İtalyan Kruvazörlerinin Yakınına Düşen İngiliz Salvoları

İtalyan Kruvazörlerinin Yakınına Düşen İngiliz Salvoları Ve Hasar alan Balzano
İtalyan Donanmasının Manevra Yaparak İngiliz Kuvvetlerini Şaşırtmak İçin Duman Perdesi Oluşturması
İtalyan Donanmasının Top Atışı
HMS Warspite'in Ateşlediği Mermiler Giulio Cesare'nin Yakınına Düşerken Çekilmiş Bir fotoğraf
Zara Ateş Ederken
Zara Saldırı Altında

4 Yorumlar

  1. Yine oldukça sürükleyici bir yazı olmuş. Özellikle son 2 yazı , denizcilik hakkında bilgisi çok kısıtlı olan benim deniz muharebelerine bakış açımı değiştirdi.Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İltifatınız için teşekkür ederim. Blog yazarlarımızdan Büyük Beyaz Filo ile birlikte Türk ve dünya denizcilik tarihi ile ilgili bulduğumuz kaynaklardan elimizden geldiğince paylaşımlar yapmaya çalışıyoruz. Bu vesileyle size katkıda bulunabildiysek ne mutlu bizlere...

      Sil
  2. Anlatım gerçekten sürükleyici, teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Diğer yazılarda görüşmek dileğiyle...

      Sil