Avrupa yavaş yavaş insan haklarına, eşitlik ilkesine, sıradan halkın önemine, vatanseverliğe ve devrimlere aşina olmaya başlamıştı ama Carbonari'ye kadar neredeyse hiçbir devrim planlı ve sistematik olmakla birlikte gizli ve başarılı örgütlenmeyi bir arada başaramamıştı. Carbonari Örgütü, başarılı sonuçlar elde edip varlığını sürdürmeyi başaramamış olsa da İtalya'yı ve bütün dünyayı etkileyerek ardıllarına çok önemli bir miras bırakmıştır. 

Kömürcüler anlamına gelen Carbonari, 1800-1831 yılları arasında İtalya'da aktif olan gizli devrimci örgütlerin resmi olmayan bir ağıydı. İtalyan Carbonari hareketi, teşkilatlanma yöntemi ve sistemli programı ile Fransa, Brezilya, Uruguay, Yunanistan, İspanya, Portekiz, Romanya, Rusya ve Osmanlı'daki İttihat Ve Terakki Cemiyeti gibi diğer birçok devrimci grupları da etkilemiştir. Örgütün bir fikir birliği sonucu olan hedefleri genellikle vatansever ve liberal bir temele sahip olsa da, net bir siyasi gündemden yoksundu. 1815'ten sonra İtalya'daki baskıcı politik durumdan memnun olmayanlar, özellikle İtalya Yarımadası'nın Güneyinde yoğunlaşmışlardı. Carbonari üyeleri ve onlardan etkilenenler, İtalya'nın birleşme sürecinde Risorgimento, özellikle 1820 Devrimi'nde ve İtalyan milliyetçiliğinin daha da gelişmesinde önemli olaylara katkıda bulundular. Örgütün başlıca amacı; halka edilen zulmü yenmek ve anayasal bir hükümet kurmaktı. İtalya'nın Kuzeyindeki Adelfia ve Filadelfia gibi bölgelerdeki diğer gruplar da Carbonari'ye üye örgütlerdi.

Carbonari, İtalya'nın birçok noktasına dağılmış olan küçük hücrelere bölünmüş gizli bir örgüttü. Hareketin gündemi zamana ve bölgelere göre çeşitlilik ve farklılık gösterse de örgüt üyelerinin birçoğu liberal ve birleşik bir İtalya oluşturulması konusunda hemfikirdir. Carbonari, hem felsefesinde hem de programında Antiklerikalizm'i benimsemiştir ve kiliseye açık açık savaş ilan etmiştir. Papalık ise bu savaş ilanına karşı, Carbonari Örgütüne karşı birçok sert kanun çıkarmıştır. Katolik Kilisesi'nin liberal veya modernist bir şekilde revize edilmesini talep eden zamanına göre oldukça cesur ve aykırı olan belge Alta Vendita, Sicilya Carbonarisi tarafından hazırlanmıştır.

 


ÖRGÜTÜN TARİHİ

Kökeni

Carbonari'nin nerede kurulduğu belli olmasa da, ilk olarak Napolyon Savaşları sırasında Napoli Krallığı'nda ön plana çıkmıştır. Örgüt, her ne kadar belgelerle Ortaçağ Fransa’sının kökeni olduğunu ve atalarının on altıncı yüzyıl boyunca Fransa Kralı I. François'nın onayını aldıklarını iddia etse de, bu iddia dış kaynaklarla doğrulanamaz. Her ne kadar Carbonari'nin kökenleri konusunda çok sayıda teori gelişmiş olsa da, örgüt büyük olasılıkla Fransız İhtilali ile Avrupa’yı kasıp kavuran liberal fikirlerin yayılmasının bir parçası olarak Masonluğun bir alt dalı halinde ortaya çıkmıştır. Carbonari, ilk olarak Napoli Krallığı'nda (Joachim Murat'nın kontrolü altındayken) ve Risorgimento'ya karşı en dirençli muhalefet olan papalık devleti topraklarında etkili olmuştur. (Tehlikenin büyüdüğü yerde, çare de muhakkak filizlenmektedir)

 

Joachim Murat

Muhafazakâr hükümetler tarafından sık sık bastırılması hedeflenen gizli bir örgüt olarak, -ayaklanmalar sonrası görevlerde yer almalar dışında- Carbonari büyük ölçüde yeraltında ve gizli kaldı. Carbonari üyeleri, kırsalda kömürcüler olarak adlandırılırdı, toplantı mekanlarına baracca derlerdi ve üyeler birbirlerine iyi kuzen diye hitap ederdi. Carbonari'ye dahil olmayanlar ise pagani olarak adlandırılmaktaydı. Örgüt, yeni bir üye alımı yapacağı zaman özel törenler düzenlemekteydi çünkü örgüt sistemine dahil olacak kişi bu görevin sorumluluğunu ve önemini anlamalıydı.

Carbonari'nin amacı; en kötü ihtimalle anayasal bir monarşinin sağlanması veya en iyi ihtimalle Cumhuriyetin kurulmasıydı. Aynı zamanda sıradan insanların haklarını her türlü mutlakiyetçiliğe karşı savunmak istiyorlardı. Devrim İtalya için kapıdaydı ve Fransız İhtilali'nin rüzgarları çizmeyi de kasıp kavurmaktaydı. Carbonari, bu mutlak amaca ulaşmak için silahlı isyanları da çekinmeden gerçekleştirme taraftarıydı.

Örgütün üyeliği, çıraklık ve ustalık olarak iki sınıfa ayrılmaktaydı. Usta olmanın iki yolu vardı: ya en az altı ay boyunca çıraklık yapılacaktı ya da örgüte bir mason olarak girilecekti. Örgütün inisiyasyon ritüelleri, örgüt ismine uygun olarak kömür ticareti etrafında şekillenmekteydi.

I. Ferdinando

1814'te Carbonari, Sicilyateyn Krallığı'nda güç kullanarak bir anayasa almak istedi. Sicilyateyn Kralı Bourbon Hanedanından I. Ferdinando ise Carbonari'ye şiddetle karşı çıktı. Bonapartist Joachim Murat ise büyük bir ideal ile birleşik ve bağımsız bir İtalya yaratmak istiyordu. 1815 yılında 1. Ferdinando'nun krallığında Carbonari taraftarlarının sayısı hızla artmaktaydı. Sicilyateyn'deki halk genel anlamda soylulardan, ordu subaylarından, küçük toprak ağalarından, hükümet yetkililerinden, köylülerden ve rahiplerden küçük bir kentsel orta sınıf oluşturmaktaydı. Halka genel anlamda ise papalığın hükmü hakimdi. Bu riskli durum karşısında, 15 Ağustos 1814'te Papalık Devleti'nin önde gelen isimlerinden olan kardinal Ercole Consalvi ve Bartolomeo Pacca, tüm gizli örgütleri yasaklayan, bu gizli derneklere üye olmayı, toplantılarına katılmayı veya bir toplantı düzenlemeyi ciddi cezalarla yasaklayan bir kararname yayımladılar.


Ercole Consalvi

1820-21 AYAKLANMALARI 

Carbonari ilk olarak Fransız işgaline karşı direniş sırasında, özellikle Napoli'nin Bonapartist Kralı Joachim Murat yönetiminde ortaya çıktı. Ancak savaşlar sona erdiğinde, Avusturya karşıtı eğilimi olan milliyetçi bir örgüt haline geldiler ve 1820-1821 ile 1831'de İtalya'daki devrim örgütlenmelerinde etkili oldular.

1820 devrimi, Napoli'de Kral Ferdinando'ya karşı hareketle başladı. Aynı yıl İspanya'nın Cádiz kentindeki olaylardan esinlenen Carbonari, mutlakiyetçi yönetim karşıtı kişileri bir araya getirerek liberal bir anayasa talep etti. 1 Temmuz'da iki subay, Michele Morelli ve Guglielmo Pepe, süvari alaylarının başında Campania'daki Nola Kasabasına doğru ilerledi.

 

Michele Morelli

Guglielmo Pepe

Protestolardan çekinen I. Ferdinando, isyancıların yeni bir anayasa ile birlikte parlamento isteklerini kabul etmek zorunda kaldı. Bu zafer, kısmi, aldatıcı ve belirsiz gibi olsa da çizmede büyük bir umut yarattı ve Santorre Di Santarosa liderliğindeki yerel isyancılar, Sardinya Krallığı'nın başkenti Turin'e doğru yürüdü ve orada da 12 Mart 1821'de Carbonari eylemlerinin sonucunda anayasal monarşi ile liberal reformlar aldılar. Bununla birlikte, Kutsal İttifak bu tür devrimci uzlaşmaya tahammül göstermedi ve Şubat 1821'de Güney'deki sayıca az ve yetersiz donanıma sahip olan isyancıların üzerine bir ordu gönderdi ve ayaklanmayı bastırdı. Piyemonte kral I. Vittorio Emanuele, ne yapılacağına karar veremedi ve Sardinya tahtından kardeşi Charles Felix'in lehine çekildi ancak daha kararlı bir yapıya sahip olan Charles Felix, Avusturya askeri müdahalesini topraklarına derhal davet etti. 8 Nisan'da Habsburg ordusu isyancıları yendi ve Carbonari tarafından tetiklenen 1820-1821 isyanları neredeyse tamamen çöktü.

 

Charles Felix

13 Eylül 1821'de Papa VII. Pius, direkt Carbonari'yi hedef alan resmi bir kilise emri hazırladı ve bu emri vaaz olarak bildirdi. Bu vaazda gizli bir mason örgütü olduğu belirtilen Carbonari'nin tüm üyeleri aforoz edildi ve tutuklamalar başladı. Carbonari'nin başlıca liderleri arasında bulunanlardan Morelli ve Silvati ölüm cezasına çarptırıldı, Pepe sürgüne gönderildi, Federico Confalonieri, Silvio Pellico ve Piero Maroncelli ise hapsedildi.

 

VII. Pius

1831 AYAKLANMALARI

Carbonari şiddetle vurulmuş ve yıpratılmıştı ama henüz yenilmemişti. 1821'den sonra ülkeden ayrılan Carbonari üyeleri, Fransa’nın yeni kralı Orleans Hanedanı'ndan Louis-Philippe'in liberalleşme politikasını desteklemesi adına başlayan 1830 Temmuz Devrimi'nde, Paris'teki isyanın zafere ulaştırılmasında yer aldılar. Aradan geçen sürenin ardından Carbonari Örgütü İtalya'da da tekrar faaliyete geçmişti. Carbonari etkisi İtalya'da tekrar artıyordu ve bu etki ile Orta-Kuzey İtalya'daki bazı eyaletlere, özellikle de Papalık Devletleri ve Modena'ya karşı silahlanmaya ve isyana başlandı.

Temmuz Devrimi

Carbonari'nin rütbeli üyelerinden olan Ciro Menotti, İtalya Kralı unvanı karşılığında kendisine olumlu cevap vermiş gibi davranan Modena Dükü IV. Francis'in desteğini almaya çalışarak girişimin dizginlerini eline alacaktı ancak Dük Francis komplo kurarak Menotti'yi silahsız bir şekilde yakaladı ve isyanın kontrol altına alındığı tarihten bir gün önce tutukladı. IV. Francis, Avusturyalı devlet adamı Klemens Von Metternich'in önerisiyle, Menotti'yi müttefikleri ile birlikte ölüme mahkum etti. Bu kalkışma, gizli örgüt Carbonari'nin son büyük çabasıydı.

 

Ciro Menotti


DETAYLI OLARAK BU İSYANLAR VE SONRASI

1820'de Napoli'deki Carbonari üyeleri, Kral I. Ferdinando'nun bir anayasa oluşturması için silahlanıp ayaklanma başlatmışlardı. General Guglielmo Pepe, birçok subay ve hükümet yetkilisi de bu isyana dahil olmuştu. İsyanın büyümesi nihayetinde Kral, Napoli'de tahsis edilen liberal İspanyol anayasasına riayet edeceğine dair yemin etmişti. Carbonari etkisi Piyemonte'ye de yayılmıştı ve tahttaki kral Vittorio I. Emanuele, tahttan kardeşi Charles Felix lehine istifa etmişti ve tahta geçen yeni kral, Avusturya'dan derhal askeri destek talep etmişti. Örgütün gücünün azalması ise Avusturya'nın bu askeri müdahalesiyle başlamıştı. Carbonari, bu müdahalenin devamında Avusturya ve yerel İtalyan yönetimleriyle gizlice dostane bir ilişki içerisine girerek varlığını sürdürmeye çalıştı ama papa VIII. Pius (VII. Pius ile karıştırılmamalı), direkt Carbonari Gizli Örgütünü hedef alan yeni genel bir emir yayımladı. Örgüt bu bildiriden sonra etkisini büyük ölçüde kaybetti ve yavaş yavaş İtalya'da ortaya çıkan yeni siyasi örgütlerce emildi. Örgüt üyeleri, özellikle Giuseppe Mazzini'nin Genç İtalya örgütüne üye oldular. İtalya'da arta kalan örgüt üyeleri Fransa'ya gittiler ve burada dağınık bir şekilde Charbonnerie olarak ortaya çıktılar. Üye sayısı özellikle Paris'te bir hayli yüksekti. Fransa'daki örgütün başlıca amacı, halkın egemenliği anlayışının ifade bulabileceği bir anayasa elde etmek için oldukça politikti. Paris'teki Charbonnerie Hareketi, bütün ülkeye hızla yayıldı ve bu birlikler arasında birçok çatışma başladı. Başlangıçta liderler arasında kavgalar çıktı ancak birkaç komplocu idam edildikten sonra bu iç kavgalar önemini yitirdi. Charbonnerie, isyanın doğuştan destekçisi olarak 1830 Devrimi'ne katıldı ama Bourbonların tahttan indirilmesinden sonra ülkedeki etkisi hızla azaldı. Bu tarihten sonra Fransız Cumhuriyetçiler arasında bir Charbonnerie Démocratique kuruldu ve 1841'den sonra örgütün adına dair tek bir şey dahi duyulmadı. Carbonari aynı zamanda İspanya'da mevcuttu ancak sayıları ve önemleri, İtalya ülkelerinden daha sınırlıydı ve efektif olamadılar.

1830'da Carbonari, Fransa'daki Temmuz Devrimi'ne aktif olarak katılmıştı. Fransa'da başarıyla gerçekleşen bu devrim, başarılı bir devrimin İtalya'da da gerçekleşebileceğine dair Carbonari'ye umut olmuştu. Modena'da başlayan teşebbüs kesin bir başarısızlıktı ancak Şubat 1831'de, Papalık Devleti'ndeki birkaç şehir Carbonari'nin üç renkli sancağını dalgalandırıp isyan etti. İsyan giderek büyürken Roma büyük tehdit altındaydı çünkü gönüllülerden oluşan bir kuvvet de Roma'ya doğru yürümekteydi ancak bu ordu, Papa XVI. Gregorius'un isteği üzerine müdahale eden Avusturyalı birlikler tarafından yok edildi. 1831'deki başarısız ayaklanmalardan sonra, çeşitli İtalyan Devletleri’nin hükümetleri bir cadı avı başlatarak, artık gücü bitmekte olan Carbonari'yi yıktılar. Örgütün nispeten daha zeki olan üyeleri, Avusturya'ya karşı açık açık savaşa giremeyeceklerini idrak ettiler ve milliyetçi Giuseppe Mazzini liderliğindeki Giovane İtalia (Genç İtalya) adlı yeni bir harekete katıldılar. Ayrıca Güney İtalya'da, özellikle Puglia ve Cilento'da, 1816-1828 arasında kurulmuş olan bir Carbonara Grubu da vardı.

 

Giuseppe Mazzini

CARBONARİ'NİN KAYDA DEĞER ÜYELERİ

Gabriele Rossetti

Amand Bazard

Silvio Pellico ve Pietro Maroncelli: her ikisi de Avusturyalılar tarafından Güney Moravya, Brno'daki Spielberg Kalesinde yıllarca hapsedildiler. Serbest bırakıldıktan sonra Pellico, on yıllık sıkıntılı sürecini ayrıntılı olarak anlatan Le Mie Prigioni adlı kitabı yazdı. Maroncelli bir bacağını hapishanede kaybetti ve Pellico'nun kitabının Fransızca'ya çevrilmesinde ve düzenlenmesinde yardımcı oldu.

Giuseppe Mazzini

Gilbert Du Motier De La Fayette: İki Dünyanın Kahramanı (Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nın ve Fransız İhtilali'nin kahramanlarından)

Louis-Napoléon Bonaparte (gelecekteki Fransız İmparatoru III. Napoleon) neredeyse kesin ama oldukça tartışmalı.

Fransız Devrimci Louis Auguste Blanqui

Lord Byron

Giuseppe Garibaldi

Ciro Menotti

Giuseppe Garibaldi

ÖRGÜTÜN MİRASI

PORTEKİZ'DE ETKİSİ

Portekiz Carbonarisi (Carbonária) ilk kez 1822'de kuruldu ancak kısa süre sonra dağıtıldı. 1896 yılında Artur Augusto Duarte da Luz de Almeida tarafından aynı adı taşıyan ve 1822'de kurulan Carbonária'nın devamı olduğunu iddia eden yeni bir örgüt kuruldu. Bu örgüt, sıradan halkı eğitme konusunda oldukça aktifti ve çeşitli anti-monarşist komplolarda yer aldı. Örgütün en önemli eylemi, 1908 yılında kral I. Carlos ve varisi Prens Luis Filipe'ye karşı başarıyla düzenlenen suikasttı. Carbonária üyeleri, anayasa monarşisinin kaldırıp cumhuriyeti yürürlüğe koyan 5 Ekim 1910 devriminde de önemli bir rol oynadı. Örgüt üyelerinin en önemli ortak noktalardan biri kiliseye olan düşmanlıklarıydı ve Cumhuriyet'in kurulması ile ülkede antiklerikalizm efektif şekilde sürdürüldü.

 

Luz de Almeida


AVRUPA'NIN GERİ KALAN KISMINA ETKİSİ

Carbonari'nin şüphesiz Avrupa'daki en önemli etkisi 1848 Devrimi'ne olmuştur. Avrupa Devrimi'nin (1848 Devrimleri) başlamasında büyük önem taşıyan iki neden, 1820-21 yılında Napoli'de Carbonari'nin isyanıyla meydana gelen olaylardan kaynaklanmıştır. İlki, devrimin başarıya ulaşmasının ardından Carbonari üyelerinin gizlilikten vazgeçip kimliklerini açığa çıkartarak devrim sonrası süreci yönetmesi ve yeniden örgütlenerek yasallaşmaya başlamasıydı ki bu da devrim sonrası sürecin yönetilmesi anlamına geliyordu. Diğer etkisi ise Carbonari'nin etkisinin Alplerin ötesine uzanarak planlı örgütlenmeyi Avrupa'ya tanıtmasıydı. Napoli'de devrim gerçekleştikten sonra, Carbonari üyeleri kendilerini açığa çıkarmış, anayasa tüzüklerini yayımlamış ve yönetimde yer almıştı.

Ayrıca 1820 devrimi ile bastırılan Carbonari üyeleri Avrupa'nın birçok ülkesine kaçarak oradaki kişileri ve hatta devletleri dahi etkiledi. İspanya'ya, Fransa'ya, Osmanlı'ya, Almanya'ya ve diğer İtalya yakını devletlere giden Carbonari üyeleri hem oradaki liberalleşme taraftarı grupları etkilemiş hem de o gruplardan etkilenmiştir. Carbonari'nin sistematik örgütsel yapısı, sonraki dönemde kurulacak olan özgürlükçü ve eşitlikçi bütün gruplara temel sağlamıştır. 

Osmanlı devleti içerisinde ise, demokratik, milliyetçi ve vatansever bir hareket olarak başlayan İttihat ve Terakki Partisi, teşkilatlanma konusunda Carbonari'den oldukça etkilenmiş ve devletin neredeyse bütün topraklarında geniş bir ağ kurup örgütlenerek kısa sürede büyük bir nüfuz kazanmıştır.

 


GÜNEY AMERİKA'YA ETKİSİ

Giuseppe Garibaldi, Brezilya, Uruguay ve Avrupa'daki askeri girişimleri nedeniyle, tıpkı Marquis de Lafayette gibi "iki dünyanın kahramanı" olarak adlandırıldı. 1836'da Garibaldi, Ragamuffin Muharebesi'nde Ragamuffinler olarak bilinen isyancılara katılarak, Brezilya İmparatorluğu'ndan ayrılma girişiminde olan Rio Grande do Sul Cumhuriyeti'nin davasını üstlendi. 1841'de Garibaldi Uruguay, Montevideo'ya gitti. 1842'de Uruguay Filosunun Komutasını aldı ve Uruguay İç Savaşı'na (1839-1851) "İtalyan Lejyonu" adı altındaki bir askeri güç ile dahil oldu. Kuvvetlerini, Uruguayan Colorados ve Argentine Unitarios'tan oluşan bir fraksiyonla ortaklaşa hareket ettirdi. Garibaldi'nin yer aldığı bu birlik, Uruguay ve Arjantin merkez güçlerine karşı mücadelelerinde, Fransız ve İngiliz imparatorluklarından destek aldı.

 

Uruguay İç Savaşı'nda Garibaldi ve İtalyan Lejyonu

Ayrıca Stendhal'in Vanina Vanini'nin Hikayesi, Carbonari üyesi bir kahraman ve onun aşık olduğu kadın üzerine yazılmıştır.


CARBONARİ SONRASI İTALYA

Carbonari hareketi sonrasında İtalya, özgürlük ve birleşik İtalya fikri ile dolup taşmaktaydı ve bir süreliğine İstanbul'da da bulunan, Carbonari'nin önemli üyelerinden olan Giuseppe Mazzini ile Giuseppe Garribaldi gibi birçok üyesi de bu birleşme hareketinde önemli görevler üstlenmişlerdir.

1848 Devrimi İtalya'yı derinden etkilemişti ve bu devrim esnasında İtalya'nın birçok devleti, Birinci İtalyan Bağımsızlık Savaşı'nı başlatarak Avusturya ve Fransa birliklerine savaş açtı ancak başarılı olamadılar. İkinci İtalyan Bağımsızlık Savaşı'nda ise, Fransa tahtına geçen III. Napolyon'un desteği ile birçok İtalyan Devleti ve Sardinya Krallığı, Avusturya'ya karşı zafer kazandılar. 1861'te de Birleşik İtalya Krallığı bölgenin tamamını kapsamasa da kuruldu ve Sardinya Kralı II. Vittorio Emanuele, İtalya Kralı ilan edildi. 

 

II. Vitorio Emmanuele

Yeni süreçte kurulmuş olan İtalya Krallığı, Roma ve Venedik’i hala birliğe dahil edememişti. Fakat bu yeni devletin Venedik’i Avusturya’dan, Roma’yı ise Papalıktan alacak güce tek başına sahip olamadığı da saklanamaz bir gerçekti. İtalya politikasını uzun yıllar meşgul eden bu önemli sorun ancak yabancı devletlerin etkisiyle çözüme kavuşabilirdi. Beklenen oldu ve tıpkı İtalya gibi Almanya da, siyasi birliğini kurabilme çabası içine girdi. Bu iki devletin karşısındaki güç ise ortaktı: Avusturya. Böylece başlarda Fransa’nın karşı çıkmasına rağmen Prusya-İtalya ittifakı gerçekleşti. 1866 senesinde Prusya, Avusturya’ya savaş açıp bu devleti yendi. İtalya, bu savaşta hiçbir varlık gösteremediği halde Prusya’nın yanını tuttuğundan, 3 Ekim 1866’da Avusturya ve Prusya arasında yapılan Viyana Antlaşması ile Venedik ve civarını topraklarına katmayı başardı.

Artık sıra Papa’nın savunduğu Roma’ya gelmişti. İtalya, Roma’yı da sınırlarına katarak daha fazla güç kazanacak ve bundan böyle dışa dönük politikalar izlemeye başlayabilecekti. Bu ise Fransa’yı olumsuz etkileyeceğinden, İtalya’yı engellemek için III. Napolyon tarafından Papa’ya asker yardımında bulunulmuştur. Fakat bir süre sonra başlayan Prusya-Fransa Savaşı’nda bu kez III. Napolyon yenilmiş ve Sedan’da esir düşmüştür. Bunun sonucunda da papalığı destekleyen en önemli güç ortadan kalkmıştır.

III. Napoleon ve Otto von Bismarck

20 Eylül 1870 tarihinde Roma’yı işgal eden İtalyanlar, başkentlerini de buraya taşıdılar. Papa'nın, Roma’nın birliğe katılmasını tanımaması yüzünden İtalya ile arası açıldı. Bunun üzerine İtalyan hükümeti, 1871’de çıkardığı "garanti kanunu" ile Papa’nın İtalya içerisindeki durumunu saptadı. Buna göre; papa, yine devlet başkanı olarak protokolde yer alacak ve kralla aynı haklara sahip olacak, belli bir maaşı bulunacaktı. Neticede papa yalnızca dini lider olarak kabul görecekti.

İtalya’nın birleşmesi ile, 1815 yılında kurulan ve titizlikle sürdürülmesine çalışılan Avrupa güç dengesi bozulmuş oldu. Stratejik konumu itibarıyla Avrupa ve Akdeniz’in önemli bir noktasında yer alan İtalya, bundan böyle diğer büyük devletlerle beraber sömürgecilik yarışı içine girecekti. Bu amaçla da gözlerini çevirdiği topraklardan bir kısmı, Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı topraklar olacaktı.

Carbonari'nin özenle tohumlarını ektiği özgürleşme ve birleşme hareketi, örgüt faaliyette olduğu zamanlarda başarılı olamasa da etkilediği ardılları bunu uzun ve zorlu bir süreçle başarmış ve İtalya'yı küresel bir güç haline getirerek cihan harpleri'ne katılacak düzeye yükseltmiştir. Ayrıca bütün milletleri etkileyerek örgütlenmenin önemini, potansiyelini ve iyi organize edilmesini de dünyaya tanıtmıştır.


0 Yorumlar