Osmanlı donanmasının ikinci Barbaros’u olarak da anılan Barbaros Hayreddin zırhlısı, 29 Nisan 1894 ile 8 Ağustos 1915 tarihleri arasında denizlerde görev yapmış bir muharebe gemisidir (predreadnought). Asıl adı SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm olan zırhlı, Alman donanmasına ait ''Brandenburg Sınıfı'' savaş gemilerinin sonuncusu idi. Bu gemi 1890 yılında “Panzerschiff D (savaş gemisi D)” adıyla kızağa konuldu ve Kaiserliche Werft Wilhelmshaven’da (Wilhelmshaven Kraliyet Tersanesi) inşasına başlanan gemi, 30 Haziran 1891’de denize indirildi ve 29 Nisan 1894 tarihine kadar denizde silah sistemleri tamamlanarak alman donanmasına bağlı birinci filoya katıldı.
SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm


Kaiserliche Werft Wilhelmshaven Tersanesi

İnşa edildiği dönemin şartlarında üst düzey teknolojiye sahip olan zırhlı; her tarette 11 inch (280 mm) çapındaki 2'şer top bulunan ikisi baş ve kıç tarafında, biri ortada toplam üç taret taşıyordu. Orta taretteki toplar, diğer tarettekilere göre daha düşük kalibreliydi. Kazamat bölümünde 8 tanesi 4 inch (105 mm) çapında, 8 tanesi ise 3,5 inch (88 mm) çapında olmak üzere toplam 16 top mevcuttu ve bu toplar ikincil silah olarak kullanılıyordu. Ayrıca gemide 6 adet 450 mm’lik torpido tüpü de bulunuyordu.


115,7 metre uzunluğunda ve 19,74 metre genişliğinde olan zırhlının standart yük altında ağırlığı 10.013 tondu. İki adet üç silindirli motor bulunduran gemi, 10.228 beygir gücündeydi ve saatte 16,5 knot (31,3 km) hıza ulaşabiliyordu. Kemer zırhı 400 mm (15,7 inch), barbet zırhları 300 mm (11,8 inch), güverte zırhı ise 60 mm (2,4 inch) kalınlığındaydı. Ana silahları oldukça modern olan ve sınıfının en gelişmiş gemisi konumundaki bu zırhlı için alman donanması, toplamda 16.054.000 mark harcamıştı.


SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm zırhlısının Alman donanmasındaki ilk vazifesi, Çin’deki Boxer ayaklanması oldu. Çin’deki milliyetçilerin çıkardığı ayaklanmanın bastırılması konusunda çabaları bulunan Almanya, Mareşal Alfred Von Waldersee komutasında dört Brandenburg Sınıfı zırhlı, on yük gemisi, üç torpidobot ve altı deniz alayından müteşekkil sefer kuvvetini Çin’e sevk etti. Çine ulaşan bu seferi kuvvet, Jiaozhou Körfezi civarında çıkan ayaklanmaları başarıyla bastırdı.

Jiaozhou Körfezi
1904 yılında SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm, tersaneye alınarak modernize edildi. Torpido sisteminin eklenmesiyle güçlendirilmiş bu zırhlı, 1905 yılında tekrar denize açıldı ve hizmetlerine devam etti. 1906 yılında İngiltere’nin başlattığı dreadnought tipi savaş gemilerinin inşa süreciyle donanmalar da hızlı bir gelişim ortaya çıktı. Bu gelişime bağlı olarak Brandenburg Sınıfı gemiler eskimiş sayılarak görevden çekildiler.


Tam da bu dönemde, Osmanlı Devletinde başlayan donanmanın modernize edilmesiyle ilgili çalışmalar sürmekteydi. Donanma-yı Osmani Muavenet-i Milliye Cemiyeti’nin gayretleri ve Almanlarla yapılan görüşmeler neticesinde 6 Ağustos 1910 tarihinde SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm ve onunla aynı sınıfta olan SMS Weissenburg isimli iki zırhlıyı toplamda 18 milyon marka satın alındı.


16 Ağustos 1910 tarihinde zırhlılar bir Alman amiralin komutasında ve Osmanlı hükümetinin yolladığı Türk zabit ve mürettebatıyla birlikte yola çıktı. Gemileri karşılamak üzere Hamidiye kruvazörü, zırhlıyı teslim alacak mürettebatı götürmek için ise Tir-i Müjgan torpidobotu görevlendirilmişti. 28 Ağustos 1910 tarihinde gemiler Çanakkale’ye ulaştı ve 1 Eylül 1910 tarihinde donanma cemiyeti temsilcisi Ramiz bey ile alman amiral arasında yapılan devir teslim protokolü ile teslim alındı. Kurfürst Friedrich Wilhelm gemisine eski kaptan-ı derya Barbaros Hayreddin Paşa’nın adı verilmiş, Weissenburg gemisine ise Trablusgarp fatihi olarak anılan şehit amiralimiz Turgut Reis’in adı verildi.


Barbaros Hayreddin olarak anılmaya başlanan eski Kurfürst Friedrich Wilhelm zırhlısının donanmaya katılışını, donanma mecmuası şu şekilde anlatır:


“Evvela Fransa ile İngiltere’ye müracaat edilmişti. O zamandan beri Türkiye’ye düşman olan bu iki devlet gemi satamayacaklarını söylediler. Nihayet Almanya, vuku bulan müracaat üzerine 1.100.000 liraya Brandenburg Sınıfı dört zırhlıdan ikisini Devlet-i Osmaniye’ye sattı. SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm ile SMS Weissenburg, bir Alman amiralinin idaresinde Çanakkale’ye geldiler ve 19 Ağustos 1326 perşembe (1 Eylül 1910) tarihinde selam topları arasında özel merasim ile gemilere Osmanlı sancağı çekildi. İki gün sonra da (3 Eylül 1910) Barbaros ile Turgut bütün sahilleri dolduran İstanbul halkının semalara kadar yükselen şiddetli alkışları arasında İstanbul limanına ulaştılar.”


Donanmaya katılmasının ardından amiral gemisi olarak hizmete giren Barbaros Hayreddin zırhlısı, Sultan Mehmed Reşad’ın Rumeli gezisinde padişahı Selanik’e götürdü ve bunun ardından padişah yaveri Tahir Bey’in komutasında Akdeniz’e inerek Beyrut’a gitti. Trablusgarp savaşı başlangıcında donanmaya geri dönme emri verilmesi sebebiyle Barbaros Hayreddin zırhlısı da Çanakkale Boğazına geri dönerek diğer gemilerle birlikte Nara Burnu açıklarında devriye görevinde bulundu. Bir sene süren bu görevinin ardından balkan harbi patlak vermiş ve gemiler İstanbul’a dönmüştü. Tamire girecek olanlar limana alınıp kalanları ise Karadeniz’e sevk edilmiştir. Donanma mecmuası olanları şu şekilde aktarır:


“Eylül’ün son haftasında bütün gemiler, bir diğerini takip ederek İstanbul’a geldiler. En ziyade tamire ihtiyaç gösterenler tersaneye girdiler. Diğerleri ise Karadeniz’e çıktılar. Barbaros Hayreddin zırhlısı, 1328 senesi teşrinievveli (Ekim-Kasım 1912) zarfında birçok defa Bulgaristan sahillerinde dolaştı. Bir defasında Varna limanı önünde Bulgar torpidobotlarına tesadüf ederek üzerlerine ateş açtı.”


Osmanlı ordusunun balkan savaşlarında Bulgar ordusu karşısında uğradığı yenilgiler sonrasında çatalca hattında mevzilenmesiyle birlikte oluşan panik havası, donanmanın bu bölgeye sevk edilmesini gerekli kılmıştı. Barbaros Hayreddin zırhlısı da bu sebepten dolayı Karadeniz’den ayrılıp Marmara Denizine girdi ve Çatalca’daki savunmaya katıldı. Bulgar mevzilerine yaptığı isabetli atışlar sayesinde ordumuza maddi ve manevi açıdan büyük destek sağlamış olan Barbaros Hayreddin zırhlısı, Bulgarlarla ateşkes imzalanmasının ardından Çanakkale Boğazına hareket etti.


16 Aralık 1912’de boğazdan çıkan Osmanlı donanması, İmroz (Gökçeada) açıklarındaki Yunan donanmasıyla ilk kez muharebeye girişti. Tarihe İmroz Deniz Muharebesi adıyla geçen bu muharebede Barbaros Hayreddin zırhlısı, Yunan donanmasına ait Averof zırhlısı tarafından ateşlenen bir mermiyle iskele bordasından isabet aldı ve mürettebattan bir askeri şehit düştü. Averof zırhlısını takip eden Barbaros Hayreddin ve diğer zırhlılar, Averof’un muharebe alanından uzaklaşması sebebiyle geri dönerek Nara’ya ilerledi.


Bu muharebeden sonra iki defa boğazdan çıkan filomuz, Yunan donanmasına rastlamadı. Nihayet 18 Ocak 1913 günü Yunan donanmasıyla Limni adasındaki Mondros limanı açıklarında ikinci bir muharebeye tutuştu. Amiral gemimiz Barbaros Hayreddin, pruva direğinde Barbaros Hayreddin Paşa’nın sancağıyla birlikte bu muharebeye girdi ve kahramanca çarpıştı. Çeşitli çaplarda 31 mermi isabeti alan ve bazıları büyük zorlukla söndürülen 11 yangın çıkan Barbaros Hayreddin zırhlısı mürettebatından 4 subay ve 28 er şehit düştü, 4 subay ve 40 er ise yaralandı.


26 Ocak 1913 günü başlatılan Şarköy Çıkarması sırasında harp filosunda görev alan Barbaros Hayreddin, bu görevinden sonra 18 Şubat 1913 günü Ege Denizine açıldı ve muhriplerle devriye görevini icra ederek geri döndü. Balkan Harpleri süresinde çeşitli bölgelerde çarpışan Barbaros Hayreddin, savaş bitiminden sonra 28 Ekim 1913 günü İstanbul’a gelerek haliç tersanelerinde 1 ay boyunca tamir gördü.


1. Dünya savaşının patlak vermesi ve Osmanlı İmparatorluğunun da savaşa dahil olmasının ardından Marmara Denizinde görevlendirilen Barbaros Hayreddin ve kardeş gemi Turgut Reis, sahil güvenliği görevini yürüttü. Müttefik devletlerin Çanakkale harekatına başlamaları üzerine boğazın savunmasına destek veren Barbaros Hayreddin zırhlısı, Nara Burnu civarında yüzer kale olarak kullanıldı. 25 Nisan çıkarmasında İngilizlerin çıktığı kıyıları bombaladı. 14 mermi ateşleyen Barbaros, 15. mermiyi ateşlediği sırada merminin orta taretin sağ namlusunda patlaması üzerine orta taretini kaybetti. Turgut Reis’in de aynı akıbete uğraması sebebiyle gemiler, Haziran 1915 başlarında İstanbul’a geri çağrıldı.


6 Ağustos 1915 günü başlayan Suvla Körfezi Çıkarması sebebiyle, Barbaros Hayreddin zırhlısı Albay Muzaffer Adil Bey komutasında 5. Orduya teslim edilecek 30.000 top mermisi ile birlikte Çanakkale’ye gönderildi. 8 Ağustos 1915 günü pazar sabahı, Adatepe açıklarında pusuda bekleyen İngilizlere ait HMS E11 denizaltısı tarafından torpillendi. Sancak tarafından isabet alan ve top mermileri yüzünden ağırlaşmış olan Barbaros Hayreddin zırhlısı, 7 dakika içerisinde alabora oldu. Gemiyle birlikte, 21 subay ve 237 er boğularak şehit düştü. Kalan mürettebat, gemiye eşlik eden torpidobotlar tarafından kurtarıldı.

Deniz kuvvetleri askeri sahası içerisinde bulunan, Çanakkale Deniz Hastanesi ile Nara Burnu arasına 1954 senesinde Türk Şehitlikleri İmar Cemiyeti tarafından Barbaros Şehitliği yapılmıştır ve şehitliğin içerisinde Barbaros ve Turgut zırhlılarında şehit olanların anısına dikilmiş olan bir anıt bulunmaktadır.

Çanakkale'de Bulunan Barbaros Şehitliği

0 Yorumlar