Sovyetler'in Vietnam'ı olarak adlandırılan Afganistan 1979 yılında Afgan hükümetinin isteği üzerine, islamcı muhalif savaşçılarla mücadele etmek için Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmişti. İlerleyen tarihlerde bir tarafı dağlık bir tarafı çorak bu ele geçirilemeyen topraklarda gerilla taktiği ile hareket eden mücahitler adeta et yiyen bir kurt gibi yavaş yavaş sovyetleri eritmeye başlamıştı.
Afgan mücahitler 1981 yılına gelindiğinde, yükseklikleri 3000 ila 5000 metreye kadar değişen, üzeri seyrek çam ağaçlarıyla kaplı, yüksek dağlarla çevrili Gardez ile Host arasındaki yol üzerine kamplar ve tahkimatlar kurarak geçişi engelledi. Mücahitlerin bu hamlesi Sovyet tarafında büyük endişe uyandırdı zira Host kentinde sovyet ve afgan dost birlikleri bulunmaktaydı. Bu nedenle yolun kesinlikle sürekli açık ve güvenli olması, Host'da bulunan dost kuvvetlere erzak ile cephane temin edilmesi gerekmekteydi. Sovyet başkanı Mihail Gorbaçov 1986 yılının Şubat ayında Sovyet askerlerinin Afganistan'dan çekileceğini açıklamasına kadar Host'daki birlikler havadan ikmal desteği ile ayakta durmaya çalışıyordu. Havadan ikmalin zar zor yapılması ve çekilme açıklamasının ardından Host içerisindeki Sovyet birimlerinin ya zorlayarak ya da teslim olarak kentten çekilecekleri açıktı ama mücahitlere teslim olup, onlara büyük bir zafer vermektense savaşarak ölüm onlar için daha onur vericiydi.
Mücahit kuşatmasının kırılması ve dost birliklerin güvenli şekilde çekilmesi için Gardez ve Host bölgelerine yapılacak magistral operasyonu öncesinde, bağımsız olarak Afganistan Demokratik Halk cumhuriyeti ordusu 1985 yılının Eylül ayında Pakistan şehri Miran şah ile Host arasında kalan, Pakistan sınırından sadece 3 kilometre içerideki zhawar'da bulunan mücahit mağaralarına ve sığınaklarına saldırdı.
Zhawar kampı ve mücahit konumları
Sovyet hava gücü tarafından desteklenen afgan 25. piyade tümeni ilk olarak Host tarafından güney kısma doğru yönelerek Bori köyünü ele geçirdi ve büyük bir başarı elde etti. 4 Eylül günü Afgan komandoları Tani ve Bori köylerinin güneyinden taarruza kalktı. Zhawar kampına 8 kilometre uzaklıktaki lezhi noktasında ağır topçu ateşiyle birlikte ilerleyen piyadeler burada mücahit komutan Mawlavi ahmed gül'ü öldürdü. 10 günlük çatışmaların ardından zhawar'ın büyük bir kısmını gören tor kamar noktasına Afgan komandoları konuşlanmıştı fakat mücahitler iki adet T-55 tankıyla beraber karşı saldırıya geçti. Mücahitlerin ellerinde bir tank olduğunu bilmeyen komandolar bu durum karşısında şaşkına döndü çünkü zırhlı bir araca karşı önlem almamışlardı. 42 günlük mücadeleden sonra Afgan komandoları mevzilerini terk etti. Zırhlı bir aracın aniden ortaya çıkışı Pakistanlılar tarafından donatıldıklarına işaretti. Son mücahit saldırısı onlar için moral kaynağı olurken Afganlar arasında yeni bir saldırı başlatma isteği oluşturdu fakat bu taarruzda 2200 kadar sovyet danışmanın da görev almasıyla toplam asker sayısı 12000'e kadar çıkacaktı. Tam bir fiyaskoyla sonuçlanacak İkinci Afgan taarruzu Gorbaçev'in açıklaması sonrası 28 Şubat 1986 yılında geldi ama hava koşulları öylesine berbattı ki, gece karanlığında 38. Afgan komando tugayından askerleri taşıyan bir Mi-8 yanlışlıkla Pakistan'a indi, bu askerler daha sonra esir alındı. Afgan piyadelerinin ilerleyememesi sebebiyle sovyet hava gücü günlük sorti sayısını arttırdı. Sovyetlerin özellikle Su-25 taarruz uçakları mücahitlere göz açtırmayacak kadar bombalama yapıyordu zaten Afganlar bu bombardıman olmasa direniş dahi göstermeyecekti. Mücahit komutan Hakkani Pakistan'a kaçarken arkasında 800 kadar mücahit savaşçı bıraktı. 3 gün sonra 38. Afgan tugayı savaş dışı kalmış, 530 komando mücahitler tarafından esir alınmış, Host kenti çevresindeki tehlike daha da büyümüştü. Son afgan taarruzu sonrası sovyet birliklerinin de harekata dahil edilmesi gerekti. Daha sonra Sovyetlerin 40. ordusu 57 gün süren bir operasyon ile zhawar bölgesine girmeyi başardı böylece kamplarının çoğunu imha edebileceklerdi ama mağaraları imha işlemi hemen yapılmak isteniyor, askerler ani bir mücahit baskınından korkuyordu. Endişe içinde Afgan ve Sovyet mühendisleri alelacele yerleştirdikleri patlayıcılar tümüyle mağarayı imha etmemişti. Mücahit komutan Jalaluddin Hakkani zhawar'a yeniden kamplar kamplar kurmaya başladı bu sayede Afgan alayı risk altına alınmaya devam edecekti tabi ikmal hattı da. Hakkani ayrıca Gardez-Host arasındaki yol bağlantısına yeni savunma hatları, gözlem noktaları kurdu. Sovyetler Host'dan çekilmeyi becerdiler ama Afgan 25. piyade alayı Host'u tutmak için kentte kalmıştı.  Sovyetler hem Host'u kurtaracak hemde yolun güveliğini sağlayacak bir harekat için yarbay Boris Gromov'u görevlendirdi.
Yarbay Boris Gromov bu zorlu göreve ilk olarak Gardez ovasından 800 metre yükselen Satakandov geçidini ele geçirerek başlamak istiyordu. General Gromov'un asıl görevi ise tüm stratejik tepe ve geçit noktalarını ele geçirmekti fakat bunu sadece 40. ordudan ve Afgan ordusundan birkaç birim ile beraber yapmasına imkan tanındı. General Gromov, 25.000 sovyet, afgan asker ve topçu alayından oluşan bir tümen topladı.
Mücahit komutan Hakkani ile mektup aracılığıyla görüşmeler yapılıyordu bu sırada Gromov'un tümeni harekatın plan aşamasını bitirmişti. Hakkani ile yapılan görüşmeler de sonuçsuz kaldı; bir grup askeri olmayan kamyonun Pakistan'a geçişine izin verilmemişti.
28 Kasım'da magistral harekatının ilk hareketi  Satakandov ve saroti geçidine doğru başlatıldı. Gromov yerin altında gizli mücahitleri çıkarmak için kukla askerler ile sahte bir hava indirme yaptırdı, daha sonra hava kuvvetleri ve topçular ile bu mağara ve sığınaklar vuruldu. Satakandov'a yapılan saldırı başarısız olurken, Saroti geçidi sovyet paraşütçüleri ve afgan komandoları tarafından kısa sürede alındı. 1 Aralık'ta Tümgeneral Sergei Grachev komutasındaki paraşütçüler satakandov geçidini almayı başararak harekatın ikinci safhasına geçilmiş oldu.

  İki noktanın alınması sonrası saldırı durduruldu. Harekatın durdurulması planın bir parçası değildi zira yeniden barış görüşmeleri yapılması ve Host'a sağlık, yiyecek temini  için Afgan cumhuriyeti Hakkani ile müzakere etmek istedi. Bu sürede Gromov'un tümeni müzakere süresini fırsata çevirip, konumlarını güçlendirmek için mevzi ve siper kazdı. 16 Aralık'ta sovyet ve afgan taarruzu, görüşmelerin iyi neticelenmemesi nedeniyle devam etti.
Sovyet 345. hava indirme alayı daha önce ele geçirdikleri Satakandov'dan, 56. muhafız tugayı saroti geçitlerinden ilerlediler. Hava ve topçu atışları mücahitleri baskı ateşi altında tutarken, sovyet askerleri de mücahitler tarafından tahrip edilmiş Gardez-Host arasındaki yolu onarıyordu. Sovyet ve afgan birimlerinin ilerleyişi ile mücahitler dağların zirvelerine doğru çekildiler. Sovyet paraşütçüler ve afgan komando biriminin Host yakınlarında hava desteği ile yaptığı saldırı sonrası mücahitler çok ağır darbeler alarak daha kuzeydeki sarani kampına çekildiler ama artık durum daha tehlikeli bir hal almaya başlamıştı. Mücahitler saklandıkları mağaralardan biranda çıkıyor ve sovyet askerlerine vur-kaç harekatlar yaparak onları yıldırıyorlardı. Gardez ve Host arasındaki yolun açılması ile buradan 24.000 ton kadar mühimmat, erzak ve yakıt geçirilecekti fakat mücahitlerin bu konvoylara rahat vermeyeceği belliydi. Yolun güveniliğinin sağlanması ve mücahitlerin oyalanması için 345. hava indirme alayına sarani kampı çevresine konuşlanması, bölgedeki geçitlerin tutulması emredildi. Hava indirme alayıyla bu geniş arazide tutunmanın zor olacağı bilindiği için bölgedeki yüksek noktalara üsler kurulması planlandı.
Sarani kampı muharebesi
Sovyet topçuları 23 Aralık günü öğleden sonra sarani kampını yüksek patlayıcılı şarapnel mermilerle ağır bir ateş altına aldı. Bu sarp tepeleri toz bulutu altında bırakan topçu barajından sonra iş 345. alayın 3. taburundan 3 bölüğe kalmıştı. 3 bölükten biri olan 3. taburdan 9. bölük 3234. tepeye yakın kesimleri ele geçirdi ve burada topçular tarafından tahrip edilmiş 107 mm'lik roket mühimmatlarını ve lançerleri gördü. Taburun geri kalanı ise o kadar şanslı değildi. 3. tabur komutanı ve iletişim subayı yaralanırken, yüzbaşı Igor Pechorsky ise tepeye tırmanırken vurulmuş, görevi tabur yardımcı subayı almıştı. Sarani kampının sovyet birimleri tarafından kısmen kontrol altına alınması ile mücahitlerin depo olarak kullandığı birçok mağara sovyetler tarafından keşfedildi. Bu mağaralarda amerikan yapımı stinger omuzdan atılan hava füzeleri, roket ve mermi gibi mühimmatların yanı sıra gaz maskeleri, uyku tulumları ve kamuflaj kıyafetler de ele geçirildi. Sarani kampı aslında çok kolay ele geçirilmişti ancak bu kamp Mücahitler için düşmeyecek kadar değerliydi nitekim Hakkani hemen karşı saldırıya geçti.
3234 rakımlı tepe muharebesi
Sarani kampının ele geçirilmesi sonrası Gardez-Host yolunun güvenliği kısmen sağlanmıştı. 345. hava indirme alayına yolun geçişini güvenliğe aynı zamanda mücahitlerin dikkatini dağıtarak konvoylara zarar gelmemesi için sarani kampında üslenmesi emredildi. 345. alayın komuta subayı yarbay Valary Vostrotin?? bu tepelik sarp ve tehlikeli koca araziyi alay büyüklüğündeki birimle tutamayacağını biliyordu. Yarbay Vostrotin alaya bağlı 8. ve 9. bölüğe 3234 rakımlı tepeye konuşlanmasını istedi böylece hem Gardez-Host yolunu hem de şahi kot vadisini görebilecek ve kontrol edebilecekti. Bölgenin çok dağlık olması nedeniyle birlikler çok yakın mesafelerde olasalar dahi birbirlerini göremeyecek bu nedenle birbirlerine destek olamayacaklardı. Yarbay bu kötü durumu topçu ve hava bombardımanıyla çözmeyi umuyordu. En nihayetinde 7 ocak 1989 tarihinde 3 tabura bağlı 8. ve 9. bölük şafak vaktinde harekete geçti.   
Yarbay Vostrotin komutasındaki 1. ve 2. taburlar ise mücahitlerin ani baskınları ile uğraşıyordu bu sebeple tepelere çıkamadılar yani tüm bölgenin kontrolü iki bölüğe kalmıştı. 9. bölük birliğine bağlı 39 sovyet askeri 3234 rakımlı tepeye kuzey yamaçlarından tırmandı. İçlerinde kırgız askerleri de olan Bu 39 kişi 5 aylık muharebe eğitimi almış ve çoğu er rütbesinde olan askerlerdi. Tepeye tırmandıktan sonra hemen mevzi kazmaya başladılar ancak arazi öylesine taşlık ve kayalıktı ki, askerler sadece 1 metre kadar kazabiliyordu. Siper kazmak yerine taşlardan duvar örmeye başladılar, toprağın daha yumuşak olduğu yere ise 2 metre kadar siper kazmayı başardılar. Ana savunma silahı olarak 12.7 mm'lik mermi atabilen NSV ve 7,62 mm'lik PK makineli tüfeği ile AGS-17 makineli bombaatar silahı bulunuyordu. Kıdemli teğmen Ivan Babenko ve yardımcı ise bölüğün telsiz operatörlüğünü yapıyordu. Telsiz özellikle topçu ve hava desteği açısından önemliydi zira ana destek direkt onlardan gelecekti. Telsiz birimini ise yakınlarına konuşlandırılan NSV ağır makineli tüfeği koruyordu. 8. bölük 9. bölüğün 1500 metre kuzeydoğu tarafında bir tepenin yamacına mevzilenmişti ve nispeten daha iyi bir konumdaydı.
9. ve 8. bölüğün konumları
Sovyet hava indirme alayına bağlı 9. bölük son hazırlıklarını tamamlarken aniden siyah giyimli mücahitler saat 15:30 sıralarında saldırmaya başladı. Kıdemli teğmen Victor tarafından komuta edilen 1. takım mevzilerine 20 kadar roket atıldı ancak bu roketler isabetsiz atışlardı çünkü mücahitler harita konusunda sorunlar yaşıyor, roketlerin nereye gideceğini tam olarak bilmiyorlardı. Telsiz operatörü Teğmen Babenko hemen Yarbay Vostrotin ile iletişime geçti. Yarbay daha kuzeye konuşlu topçular ile tepeye atışlar yapılmasını istedi. Bu topçu atışları mücahitleri sovyet mevzilerine 200 metre kala durdurdu ancak bu saldırının bir ön hazırlık olduğu açıktı, mücahitler yine gelecekti.
saat 16:10 civarında mücahitler bu sefer kuzey ve güneyden olmak üzere iki koldan saldırdı. Asıl taarruz kuzeyden geldi. "Allahu Ekber" nidalarıyla mücahitler Sovyet mevzilerine koşarak saldırıyordu. Mücahitlere geçit vermeyen, taşlarla örtülü bir siperin içerisinde NSV ağır makinelisinin başında vyacheslav alexsandrovich alexandrov bulunuyordu. Alexandrov daha sonra ağır ateş altında bir rpg mühimmatının sipere isabeti sonrası çevreye yayılan taş parçalarıyla yaralanarak hayatını kaybetti. saat 17:35'de daha fazla mücahit bu kez üç koldan saldırı başlattı. Kıdemli teğmen sergey rozhkov komutasındaki 2. takımın mevzilerine güçlü bir saldırı ile almaya çalıştılar. Mücahitler Topçu desteğinin gelmesiyle yeniden çok fazla dayanamayarak çekildiler. 9. bölük direniyor ancak mühimmat sıkıntısı kendini göstermeye başlıyordu. saat akşam 19:10 sıralarında mücahitler yeniden fakat daha güçlü biçimde karanlıktan faydalanarak saldırıya geçtiler. Bu saldırı ile sovyetler ilk hat mevzilerini terk etmek zorunda kaldı böylece mücahitler tepenin içerilerine girmeye başladı, artık tepede göğüs göğüse bir mücadele vardı. Kıdemli teğmen Babenko bir taraftan çatışırken bir taraftan da topçu desteği istiyordu. İki tarafın yumruk yumruğa dövüştüğü anda topçular tepeyi cehennem çevirmişti. Tepe üzerinde cesetler vardı ama bu tepenin kendisinden önemli değildi. Mücahitler bu sert top atışları sonrası geri çekildi. Hava çok karanlıktı, göz gözü görmüyordu. Bu şartlar altında sıhhiyeciler yaralıları tedavi etmeye çalışırken, Teğmen tkachev mühimmat tedariği istedi.Saat 01:00 sıralarında bir BMP ve BTR araçları ile Mİ-8 helikopteri tepeye malzeme sağlamak için ulaştı. Mi-8 ayrıca hava keşfi de yaptı daha sonra ise Gardez'e güvenli şekilde döndü. Şafak sökmeye yakın 9. bölük bitkin bir halde idi ama onların başarılı savunması Gardez-Host arasındaki yolu açık tutarak 40. ordu konvoylarının geçişini sağlamıştı. 8 ocak günü 9. bölük Şafak vakti bölgeden çekildi. Magistral harekatı 10 ocak 1989 yılında tüm sovyet askerlerinin Host ve Gardez'den çekilmesiyle son buldu. Şubat ayının 15'inde tüm sovyet askerleri Afganistan'dan çekildi. Sovyetlerin 3234 rakımlı tepede 6 askeri öldürülürken 28 askeri yaralanmıştı. Mücahitlerin kaybı ise daha ağırdı, yaklaşık 200-250 mücahit öldürülmüştü. Magistral harekatının tüm kaybı ise 24 ölü sovyet askeri ile yaklaşık 300 mücahit kayıptı.
3234 rakımlı tepede NSV makineli tüfeğin başındaki çavuş Vyacheslav Alexandrovich Alexsandrov ve er andrey melnikov yapmış oldukları büyük fedakarlıklar sayesinde sovyetlerin en büyük nişanı sovyet kahramanlık nişanı ile ödüllendirildiler.
Sovyetlerin çekilmesi sonrası Afganistan Amerika tarafından işgal edilmişti. 2002 yılında, anakonda operasyonu esnasında 3234 rakımlı tepenin 7500 metre batısında mücahitler bu sefer amerikalı özel kuvvet askerleri ile çarpışacaktı.

0 Yorumlar