İkinci Dünya Savaşı gibi geniş kapsamlı ve yıkıcı bir savaş, doğal olarak bir takım şehir efsaneleri ve ortak görüş olan mitleri beraberinde getirdi. Birçoğu defalarca çürütüldü ve bazıları sadece birkaç kişi tarafından ısrarla dile getirilen söylentiler veya efsaneler olarak kaldı. Savaş hakkındaki efsaneler ve gerçekler;

Efsane
Hitler'in korku saçan SS birlikleri, Aryan erkekliğinin ve Alman gururunun ideallerine adanmış eşsiz bir Alman örgütüydü.

Gerçek
Bir süreliğine SS'lerin sarışın ve uzun boylu özel seçilmiş Alman erkeklerinden oluştuğu doğrudur. Ancak İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru SS, bünyesine, dahil edebileceği hemen hemen herkesi katmıştır.

Terör estiren SS, 1923'te Hitler’in kişisel koruma kuvveti olarak hizmete başladı; bir grup acımasız paramiliter, Hitler'in Münih'teki toplantılarının aksamaması için insanları dövüyordu, 1925'te de resmi olarak kuruldu. Bir süre sonra Heinrich Himmler, SS'in yönetimini devraldı ve bu kuvveti; Cermen ideolojisi, ırksal teori ve Führer'e sadakatle bağlı seçkin bir askeri kuvvete dönüştürdü. Himmler'in oluşturduğu fanatik askerler ve aryanlığı saf tutmak için cinayetler işleyen katillerle donatılan SS birimleri, üstün ırk kabul ettikleri aryan'ın amaçlarını, soykırım da dahil olmak üzere, yerine getirmek için kendilerinden yapmaları istenen her şeyi yaptılar.

Ancak 1940 gibi erken bir tarihte bile SS, sayısını arttırmak için yabancı askerleri kullanmaya başlamıştı. İlk olarak İskandinavya, Felemenk ülkeleri ve Estonya’nın Komünist karşıtı fanatiklerinden oluşan özel Viking Tümeni kuruldu ve SS'e dahil edildi. Daha sonra 1942'de, Hırvatlar, Ukraynalılar, Estonyalılar ve Letonyalılardan oluşan ayrı SS tümenleri oluşturuldu. SS'de ayrıca İspanyol, Fransız, Doğu Hint, Romen ve Rus tümenleri de mevcuttu. Hatta ve hatta İngiliz gönüllülerden oluşan İngiliz tümeni dahi SS'in bünyesine katılmıştı. Sonuçta, SS üniforması giyen askerlerin% 60'ı Alman değildi. İlginçtir ki Fransız SS askerleri, Berlin’in son savunucuları arasındaydı ve şehrin Ruslar tarafından ele geçirilmesini önlemek için ölümüne savaşmışlardı.

Efsane
Fransızlar korkak olduğu için, Fransa 1940’ta direnmeden Almanya’ya teslim oldu.

Gerçek
Almanya, Birinci Dünya Savaşı'nda dört yılda yapamadığını, İkinci Dünya Savaşı sırasında altı haftada yapmıştı. Fransa’nın Almanya’ya çabuk teslim olduğu doğru olsa da, Fransız askerleri Fransa Savaşı’nda sert bir şekilde savaştı, 150.000’den fazla insanı öldürdü veya yaraladı ve 800 Alman tankını imha etti. Fransız ordusu, her ne kadar Wehrmacht'a ve subaylarına yenildiyse de; kararsız liderlik, saçma taktikler, kötü lojistik, savunmacı bir anlayışla savaşmaları ve birinci dünya savaşı'nın yüksek kayıplarının tekrarlanmasından kaçınmaya çalışan komutanlar nedeniyle bu yenilgi hızla gelmişti ama sonuna kadar direnmişlerdi.

Efsane
adolf hitler 1940'ta, dunkirk sahillerindeki kıyımdan, beyaz oldukları için 330.000 ingiliz askerinin kaçmasına sportmence izin verdi.

Gerçek
dunkirk'teki dur emri, çatışmanın en tartışmalı askeri kararlarından biri olduğunu kanıtlayacaktı. ingiliz askerlerinin fransa'dan tahliye edildikleri sırada, alman tanklarına iki gün boyunca durmaları ve yeniden toplanmaları emredildi. bazıları hitler'in bunu bilerek yaptığını iddia eder ve hitler'in bizzat kendisi, hayatının sonlarına doğru churchill'e, yaptığının bir jest olduğunu söylemiştir.

ancak kayıtlarda durum farklıdır. hitler'in, britanya ordusunun dağılmadan kaçmasını istemesinin askeri bir nedeni yoktu ve alman zırhlı birliklerinin, ilerlemeden evvel bir mola vermeleri gerekiyordu. bu tür bir mola, fransa'daki alman panzer komutanları tarafından talep edilmişti ve kauçuk tedariği gerekiyordu. hitler ayrıca, hava kuvvetlerinin sahildeki ingiliz askerlerini yok edebileceğine, göring'in emin tavrından ötürü ikna olmuştu ama yanılıyordu ve bu askerler, daha sonra onu yenmek için fransa'ya dönecekti.

Efsane
işgal altındaki ukrayna'da, ukraynalı oyunculardan oluşan bir futbol takımının tüm futbolcuları, nazileri yendikleri için kurşuna dizildi.

Gerçek
acele ile kurulmuş bir ukrayna takımı olan start fc ile işgalci alman takımı flakelf arasında sözde bir ölüm maçı gerçekleşmişti ve almanlar yenilince bu kez biz de yenilmiş sayılmadık ama kazanan ukraynalı futbolcular kurşuna dizilmişti. gelin görün ki oyuncular, efsaneleşen şekilde toplu olarak idam edilmemişti ve hiçbir araştırma, herhangi bir almanın, ukraynalılara kaybetmelerini veya ölmelerini söylediğini kanıtlayamamıştır. kadronun tamamı sırf almanları yendikleri için değil, kadroda yer alan birkaç oyuncu, direniş eylemlerine katıldıkları için vurulmuştu. bu oyuncular, ukrayna'nın futbol takımı dinamo kiev'in stadyumunun dışındaki bir heykel ile ölümsüzleştirilmiştir.

Efsane
almanya, sovyetler birliği'ni 22 haziran 1941'de işgal etti. çünkü eğer almanlar sovyetleri işgal etmeseydi, sovyetler almanya'yı ve bütün avrupa'yı işgal edecekti.

Gerçek
bu mit, doğu cephesi'ndeki durumla ilgili bir efsaneden çok, bir komplo teorisidir ve 80'lerin sonlarında ingiltere'ye iltica eden sovyet istihbarat subayı viktor suvorov ile ortaya çıkmıştır. çoğu tarihçi, suvorov'un teorilerini reddeder. stalin'in, en sonunda almanya'yı işgal emri vereceği konusunda hemfikir olsalar da, büyük temizlik sonrasında, kızıl ordu'nun modernizasyonu ve yeniden örgütlenmesi gibi zor koşullar sebebiyle birkaç yıl içinde olmayacağını düşünüyorlardı. bu durum, hitler'in barbarossa harekatı'nı meşru ve kabul edilebilir kılmak adına sunulmuştur ancak stalin'in böyle bir planı olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur.

Efsane
adolf hitler, bir oy farkla nasyonal sosyalist alman işçi partisi lideri olmuştu.

Gerçek
gerçeğe yakın bile olmayan bir efsanedir. hitler 1923'te, 553'e 1 gibi büyük bir farkla parti lideri seçilmişti. 1933'teki son seçimde çoğunluğu kazanamadığı doğrudur ama tek farkla değil, yaklaşık 130 oy farkla kazanmıştır.

Efsane
fransa, altı hafta süren ağır çatışmaların ardından teslim olduğunda, adolf hitler hoplayıp zıplayarak dans etti.


Gerçek
hitler'e olan öfkeyi körüklemek için yapılan bir müttefik propagandasıdır.
fransa'nın teslimiyetinin haberi hitler'e ulaştığında, birinci dünya savaşı'nda da bulunmuş eski bir askerin hitler'in yanında, haberin şoku ile verdiği tepkiyi, hitler'in taklit etmesidir. dans etmemiştir ama müttefikler, nazi kamerası ile çekilen bu görüntüyü, hitler fransa'nın düşüşünü çocuklar gibi dans ederek kutluyor mesajı ile yayımlamıştır.

Efsane
almanya'nın britanya adası'nı işgal etmesini engellemek için son bir çaba olarak kraliyet donanması, ingiliz kanalını ateşe vermenin bir yolunu geliştirdi.

Gerçek
ingiliz petrol harp dairesi, gerçekten de ingiliz kanalı'nı örtüp ateşe verebilecek bir yağ üzerinde çalışırken, bu yağın çoktan hazırlandığını ileri süren bir dedikodu dillendi. ingiliz istihbaratı söylentiye çok güldü ve dillenmesinde mahsur görmedi. hatta bu söylentiyi o kadar ileri götürdü ki, birçok kişi almanya'nın ingiltere'yi istila etmekten bu yüzden vazgeçtiğine inaniyordu. aslında böyle bir yağ ve plan hiç uygulamamıştı ve almanların ingiltere'yi istila etme planı, büyük lojistik problemleri ile gerekli olan orduyu adaya çıkarabilecek amfibi harekatına uygun gemilerin yeterli sayıda bulunmaması nedeniyle gerçekleşmemişti.

Efsane
havuç, a vitamini yönünden zengindir ve bol tüketildiğinde geceleri daha iyi görmenize yardımcı olur.

Gerçek
bu mit, ingiltere bilgi bakanlığı tarafından, savaştan bıkmış vatandaşların moralini yükseltmek için dillendirilmişti. almanlarla savaşan kraliyet hava kuvvetleri pilotlarına yardımı dokunabilecek bir yiyeceği yetiştirme çabası içine girerek yardım edebileceklerini ingiliz halkına hissettirmenin bir yolu olarak yaratılmıştır. bakanlık ayrıca, çocukların sebze yemek için motive edilmesini de amaçlıyordu. bu dedikodu nasıl olduysa büyüdü ve havuç yemenin gece görüş kabiliyetine yardımcı olduğu yaygın bir bilgi haline geldi, ancak iddianın arkasında bilimsel bir kanıt yoktur.

Efsane
polonya süvarileri, aptalca bir cesaret örneği göstererek, alman tanklarına mızrakla hucüm etti ve telef oldu.

Gerçek
bu, savaşın en ünlü şehir efsanelerinden biridir ve tamamen yanlıştır. krojanty'deki polonya taarruzu, polonyalı süvarilerin mızraklarıyla kalktığı bir hücumuydu, ancak alman tanklarına karşı değil açıktaki piyadelere doğru yapılmıştı ve işe yaramıştı. polonyalı süvariler, bir alman birliğini bozguna uğratıp alman cephe hattına doğru sürdüler. bu süvari hücumuna karşı alman panzerlerinin yaptığı bir karşı saldırıdan sonra, almanlar gazetecilere polonyalı askerlerin ve atların cesetleri gösterilmişti ve tanklara, süvarilerin aptalca hucüm ettiklerini beyan etmişlerdi. gelin görün ki tanklara karşı süvari hücumu, müttefikler tarafından yutulan bir alman propagandasıydı ve yalandı.

Efsane
birleşik devletler başkanı roosevelt, japonya’nın pearl harbor’a baskın yapacağını biliyordu ve olayın, abd'yi savaşa sokmak için bir bahane olacağı sebebiyle vuku bulmasına izin verdi.

Gerçek
kör talih, yetersiz eğitim, abd ordusunun birimleri arasındaki iletişim aksaklığı ve japonların açık denizden uçak dolu savaş gemileriyle gelerek bir baskına yeltenmeyeceğine olan inancın birleşimi, bu baskının uygulanışa kusursuzca konmasının hazırlayıcılarıdır. amerikan radarları, yaklaşan japon uçaklarını tespit etmişti etmesine ama bu radar sistemleri yepyeniydi ve denetiminde bulunan askerler, bu radarları kullanmayı hala tam olarak bilmiyorlardı ve bir sinyal aldıklarını bildirseler de üstleri tarafından görmezden gelindiler. olay sırasında abd'nin üç önemli uçak gemisinin başka bir yerde olduğu doğru olsa da, üçünün birden değil, yalnızca birinin limanda olması planlanıyordu. roosevelt haberi aldığında en az limandaki askerler kadar şaşırmıştı. kaldı ki amerika'nın savaşa girmesine halihazırda ramak kalmıştı ve bu kadar büyük bir olay değil, ufak bir kıvılcım dahi yeterli olacaktı. bu teori ayrıca, uçak gemilerinin değil, savaş gemilerinin zamanın baskın deniz savaşı gücü olduğu gerçeğini de görmezden geliyor. uçak gemileri çok önemliydi lakin japonların asıl hedefi; muhripler, uçaklar, fırkateynler ve zırhlılardı.

Efsane
japon birlikleri, oldukça yetenekli orman savaşçılarıydı ve bu nedenle müttefik kuvvetlerinin onlara karşı hiç şansı yoktu. özellikle de japon birliklerinin, malay yarımadası'nın işgalinde kale şehir singapur'u kolaylıkla ele geçirmesi, bunun kanıtıydı.

Gerçek
japonya'nın batı ülkelerinden daha fazla ormana sahip olmadığı bilinen bir gerçektir. ormana olan bir bağışıklık söz konusu ise, batılı askerler bunda japonlardan daha şanslı denebilir. bunu görmezden gelirsek; japon birlikleri, şehrin savunucusu olan ingilizleri hazırlıksız yakaladıkları için singapur kalesi'ni ele geçirmeyi başarmıştı. japonlar, 1940 aralık ayına kadar orman savaşları için eğitime başlamamışlardı ve malay yarımadası'nı koruyan 88.600 ingiliz askeri tarafından fazlasıyla hırpalanmış olsalar da, general tomoyuki yamashita'nın, ingilizlerin beklemedikleri konumdan ani taarruz emri ile şehri ele geçirmişlerdi. müttefik askerleri için bu yenilgi, ingiliz beceriksizliği yerine, yetenekli orman savaşçılarına karşı olduklarını varsaymakla açıklanmıştı. zamanla japonlar da müttefikler de muson ormanlarında savaşmakta uzmanlaşacaktı ve malay'dan hindistan hudutlarına kadar olan bölgedeki ormanlarda iki taraf da çetin çatışmalara girecekti ama japonlara jungle efendileri demek bir efsaneden ibaret olarak kalacaktı.

0 Yorumlar