Giriş ve Molotof Kokteylinin Genel Yapısı

Molotof kokteyli, el yapımı (improvised/doğaçlama) üretilen silahlar sınıflandırmasına dahil olduğu için haliyle standart bir üretim çıktısı değil ve bu yüzden net bir içerik listesi oluşturmak zor. Genel olarak yakıt ve bu yakıtı yoğunlaştıran/yapıştıran bir katkı içeriyor. Bu katkının amacı, yakıtın fırlatılan yüzeye yapışmasını/sıvaşmasını sağlamak ve akıp gitmesine engel olmaktır. Bu şekilde yakıt ilgili yüzeyde kalarak yanmaya devam eder ve hasar vermeyi sürdürür. 

Molotof kokteylleri, günümüzde genelde kötü, aptal adamlar ve terör örgütleri tarafından kullanılıyor. Bense bu yazıda İkinci Dünya Savaşı'nda tanklar üzerine olan etkisi hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Muharebe sahasının belki de en etkili özelliklerini bir arada taşıyan aracının, bir şişe yanıcı sıvı karşısında aciz kalması beni bunun nasıl gerçekleşebileceği üzerine araştırma yapmaya itti ve buradan yola çıkarak genel hatları ile bir araştırma yaptım. Kısaca belirtmek gerekirse, kokteylin o dönemde muharebe sahasındaki tesiri zırha zarar vermek üzerine değil, daha çok kritik yerlere sızmak ve bu yolla bir şeylerin görevini yerine getirmesine engel olmak üzerine şekilleniyor.

Molotof Kokteylinin Sahadaki Etkisi ve Kullanım Şekilleri

Günümüz şartlarında, tankın üzerinde öyle kendi kendine yanan bir sıvının modern donanımlara sahip bir metal kütlesini etkisiz hale getirmesi açıkçası pek mümkün görünmüyor. Bu durum, modern tanklar, onların modern donanımları ve tasarımları için geçerlidir fakat İkinci Dünya Savaşı'nda kullanan tanklarda bu durum tam tersiydi çünkü o zamanlar doğru yere atılan bir molotof kokteyli, maliyet/etki açısından oldukça verimli sonuçlar doğurabiliyordu. Bunun nasıl gerçekleştiğine ilişkin muhtemel senaryoları şöyle sıralayabiliriz:

Sürücünün veya diğer mürettabatın çevreyi görmesini sağlayan bölmeye/periskoba gelen bir molotof kokteyli, yanma süresi boyunca görüşe mani olabilir. İçeriden dışarıyı gözetlemeyi sağlayan diğer görüş bölmeleri için de aynı etki ve olumsuzluk geçerli. İkinci Dünya Savaşı'ndaki tank sürücüleri, dışarıyı ortalama olarak aşağıdaki fotoğraftaki kadar görür.



İkinci Dünya Savaşı dönemine ait tanklar, muntazam bir biçimde sızdırmaz hale getirilmediği veya zamanla bu özelliğini kaybettiği için zırhların veya başka donanımların ek/birleşme yerleri ve açılıp kapanabilen bölmeler, molotof kokteylinin içeri sızması için güzel birer nokta sunuyor. Kokteyl, bu gibi bölmelerden sızarak, dışarıya göre daha hassas olan iç donanımları yakarak veya bu donanımları olması gerekenden daha yüksek bir sıcaklığa çıkararak zarar verebiliyor. Bu saydıklarımız her ne kadar mümkün görünse de, aslında hedeflenen gerçek etkinin biraz daha dışında az etkili ve şansa kalmış durumlar, yine de işe yaramaz denilemez çünkü bazen tank sürücünün ve tank komutanın görüşüne mani olmak, tankı başka silahlarla vurmayı veya tanka yakından hasar verebilecek taktiklerin uygulanması için tanka yaklaşmayı oldukça kolaylaştırabilir.

O dönemki talimnameler (field manuel) ve istihbarat bültenleri (intelligence bulletin), molotof kokteylinin genel olarak tankın arka tarafına atıldığını ve atılması gerektiğini söylüyor. Çünkü:
-Tanka arkadan yaklaşmak, önden yaklaşmaktan çok daha kolay ve güvenli.
-Tankın arkası, önüne göre zırh ve donanım yönünden çok daha zayıf.

Tankın arkasındaki bu zırh zayıflığı, molotof kokteyline belirgin bir avantaj sağlamaz çünkü molotof kokteyli yapısı ve kullanım amacı itibariyle daha çok donanım zayıflığından faydalanır. Motor bölmesi/ızgarası ve hava alığı(air intake), tam olarak arkada veya arkaya yakın noktalarda bulunur, yani burada molotof kokteylinin tesir edebileceği değerli güvenlik açıkları vardır. Aşağıdaki fotoğraflarda sırası ile Rus T-60 ve Amerikan M4 Sherman tanklarının arkasını ve ızgara yapısını görebilirsiniz.





Motor bölmesinden ve ızgarasından içeri doğru sızan bir kokteyl, motor çevresinde yangın çıkarabilir, motora yakın olan diğer donanımlarda ciddi hasar ve arıza oluşturabilir. 
Tankın hava alığının üzerine isabet eden kokteyl, yandığı sürece boyunca bulunduğu noktadaki havayı tükettiği için motorun hava yakıt karışımını sekteye uğratır. Bu durum motorun hava kıtlığına girmesine sebep olur yani motor yanmayı/çalışmayı sürdürecek kadar temiz hava temin edemediği için çalışmayı durdurur. Tank çok mühim bir özelliği olan hareketliliğini kaybeder. Bu sonuç, tankı ve içindekileri öldürmese veya tam olarak tankı tahrip etmese bile tankın hareket kabiliyetini öldürür. Hareketsizlik, yeni molotof kokteylleri ve gerçek tanksavar (antitank) silahları için tankı çok daha kolay bir hedef haline getirir. 

Mürettebatın tanka girip çıkmak için kullandığı kapakların tam kapanmaması, açık kalması veya tam sızdırmaz şekilde kapatılamaması gibi olumsuzluklar, molotof kokteyllerinin bu noktalardan tankın içine sızmasına ve doğrudan tank mürettebatına ve tanka zarar vermesine neden olabilir.

Eğer düşmanın molotof kokteyllerine hedef olmuş bir tankın içindeki mürettebat ve çevredeki diğer destek unsurları, tankın dışındaki yanmanın bitmesini beklemez, yeni molotof kokteyllerinin aynı bölgelere gelmesine mani olamaz, o esnada da mürettebat paniğe kapılır ve dışarı çıkmaya çalışırsa, yani çıkış kapağını açarsa, sonuçta molotof kokteyli kazanmış, tank ve mürettebatı da kaybetmiş olur.

Yazının başında her ne kadar tankın bir molotof kokteyli karşısında aciz kaldığını belirtsek de, gerçekte bir tankı etkisiz hale getirmek için doğru noktalara oldukça fazla molotof kokteyli atmak gerekebilir ve bu durum tanka oldukça yaklaşmayı veya tankın size yaklaşmasına müsade etmenizi gerektirebilir. Bazen de aşağıdaki fotoğraflardaki gibi tek veya çok kişilik kazılmış siper tarzı çukurlarda kamufle olup, tankın yakınınızdan geçmesini beklersiniz ve tank, menzilinize girdiği zaman molotof kokteyllerini atmaya başlarsınız. Bu tür çukurlarda hareket alanınız çok rahat ve yeterli olmadığı için isabetli atışlar yapmanın oldukça güç olduğunu belirtmekte fayda var. Aynı zaman da molotof kokteyli atmakla görevlendirilmiş askerlerin karşılaştığı düşman tankının zayıf noktaları hakkında bilgi sahibi olması gerekir yani asker, karşısındaki tank modeline göre görüş bölmelerinin/yarıklarının, periskopların, hava alıklarının, motor bölmesi ve ızgarasının nerede olduğunu bilmelidir ki, umulan etki için atışlarını bu noktalara yoğunlaştırabilmelidir.





Elbette modern tankları yazının bütününde bahsettiğimiz bu olumsuz senaryolara karşı büyük oranda tenzih edebiliriz çünkü bu senaryolara karşı yangın söndürücüler ve hava alıklarına/motor bölmesine dışarıdan etkinin zorlaştırılması gibi ciddi ve modern birçok karşı önlem alınmıştır ama modern tankların çevreyi görüntülemek ve atış sistemleri için veri toplayan elektro/optik sensörleri olur, parıl parıl tankın önünde parlayan lensler. Onların üzerine molotof kokteyli atılsa ne olur veya modern savaşın şartlarında böyle bir şeyi yapabilecek menzile girmek mümkün müdür?

Bu yazı ile ilgili ileri bir okuma yapmak adına, İkinci Dünya Savaşı'nda Alman ordusunun düşman tanklarını bir çeşit yakın muharebe ile nasıl imha etmeye çalıştığını şuradaki yazıdan okuyabilirsiniz: İkinci Dünya Savaşı'nda Alman Tanksavar Taktikleri

0 Yorumlar