Kruvazör ve destroyer hikayelerini anlattığım ve bir seri halini alan yazılarımızda önce şansızlıklarla dolu kariyeri ile USS William D. Porter destroyeri (LİNK) konuğumuz olmuş; daha sonra 2. Dünya Savaşında kahramanca savaşarak Japonlar tarafından batırılan USS Houston kruvazörünün hikayesini (LİNK) anlatmış ve son olarak Japon İmparatorluk Donanmasına zor anlar yaşatan USS Edsall destroyerinin hikayesini (LİNK) sizlerle paylaşmıştım.

Bu yazıda ise tarihi biraz geri sararak sizleri 1. Dünya Savaşına geri götürmek istiyorum. Alman İmparatorluk Donanmasına (Kaiserliche Marine) bağlı SMS Königsberg kruvazörünün hikayesi 1. Dünya Savaşı sırasında görece olarak küçük bir olay olarak gözükse de etki olarak büyük olaylarla bağlantılı olduğu söylenebilir. SMS Königsberg Kruvazörü’nün hikayesini asıl ilginç kılan kısım ise bu hikayenin günümüze kadar devam etmesidir. İşte ben de bu yazıda SMS Königsberg’in ilk yapımından günümüze kadar olan hikayesini sizlere resimler ve haritalar eşliğinde anlatmaya çalışacağım.

SMS Königsberg’in hikayesi 1900’lü yılların başında ''zırhlı devrimi'' veya diğer adıyla ''zırhlı çılgınlığı'' olarak belirtilen dönemde başlıyor. Yüzyılın başında İngilizlerin devrim niteliğinde denize indirdiği Dretnot Sınıfı zırhlılar sonrası Avrupa’da savaş gemisi inşasında devrim niteliğinde gelişmeler yaşanmış ve bu durum tüm denizci devletlerin büyük miktarda gemi inşa etmesiyle çılgınlık boyutunda bir silahlanma yarışına dönüşmüştü. Yine aynı dönemde gelişimini devam ettiren denizaltı ve torpido teknolojisi ile zırhlıların küçük deniz birimleri ile daha ucuza hasar görmesi veya batırılmasının yolu açılmıştı. Zırhlıların bahsi geçen bu küçük birimler tarafından batırılmasını önlemek için ülkeler bu büyük cüsseli gemilere refakat edecek, gözcülük yapacak ve iç denizlerde devriye görevi yürütecek hafif kruvazör ile destroyer gibi birimlerinde inşasına ağırlık vermeye başladı.

İşte Alman İmparatorluk Donanması da (Kaiserliche Marine) bu hızlı gemi inşa yarışı kapsamında 1910 yılına kadar 30 yeni hafif kruvazörün inşasına karar vermişti. Bu karar kapsamında İmparatorluk Donanması için ilk modern hafif kruvazör tasarımı olarak nitelenebilecek Gazelle Sınıfı Hafif Kruvazörler inşa edilmeye başlandı. Gazelle Sınıfı Kruvazörler daha sonra Alman İmparatorluk Donanması için inşa edilecek tüm hafif kruvazörler için temel model oluşturması bakımından önemliydi ve bu gemilerden 10 adet inşa edildi. Gazelle sınıfının daha gelişmiş versiyonu olarak tasarlanan Bremen Sınıfı Hafif Kruvazörlerin ise kısa zaman sonra inşasına başlandı ve bu sınıftan 7 adet gemi inşa edildi. Königsberg Sınıfı Hafif Kruvazörlerin tasarımı ise önceki iki sınıf ile aynı konsepte sahip olup; boyut ve hız olarak önemli iyileştirmeler içeriyordu. Bu kruvazör sınıfına ismini veren İlk gemi olan Königsberg'in inşasına 1904 yılında izin verildi ve 12 Ocak 1905'te Kiel'de bulunan İmparatorluk Tersanesinde inşasına başlandı. Gemi inşası devam ederken Rus-Japon Savaşı sırasında yaşanan muharebelerden (özellikle Tsushima Deniz Muharebesi) çıkartılan dersler neticesinde; İmparatorluk Donanma Ofisi (Reichsmarineamt) tasarım ekibi Königsberg’in tasarımında yapısal (iç bölme, zırh iyileştirme, depolama alanlarının değiştirilmesi) değişiklikler gerçekleştirdi. Bu yapısal değişiklikler sonucu Königsberg Sınıfı Kruvazörlerin (Nürnberg, Stettin ve Stuttgart) gövdesi önceki kruvazör sınıflarına göre yaklaşık 3 metre uzamış oldu.
Königsberg Sınıfı Kruvazör Tasarımı

Königsberg Sınıfı Kruvazörler genel olarak 115,3 metre uzunluğunda, 3.814 ton yük taşıma kapasitesine, 24,1 knot (44.6 km/sa) hıza ve 5.750 deniz mili (10.650 km) menzile sahipti. SMS Königsberg ile ilgili okuyucuların asıl bilmesini istediğim kısım ise gemi üzerindeki silah sistemleridir. Çünkü bu silah sistemlerinin kullanım şekli ve kullanıldığı yerler yazının ilerleyen kısımlarında büyük önem arz edecek. SMS Königsberg Kruvazörünün üzerinde, tek tarete monte edilmiş 10 adet 105 mm (4,1 inch) çapında Krupp marka SK L/40 top bulunuyordu. Bu toplar için gemiye toplam 1.500 mermi yüklenebiliyordu. Geminin ikincil silah sistemleri ise yine tekli tarete monte edilmiş 10 adet 52 mm (2 inch) Krupp SK topuydu. Ayrıca gemide bir çift 450 mm (17.7 inç) çapında torpido tüpü vardı. Bu silah sistemleri ile SMS Königsberg döneminin en modern silahlarını taşıyan güçlü bir hafif kruvazör olarak karşımıza çıkıyor.

1. Dünya Savaşından Önce SMS Königsberg

SMS Königsberg 12 Aralık 1905 tarihinde Siegfried Körte tarafından vaftiz edilerek denize indirildi ve 6 Nisan 1907 tarihinde deniz denemeleri için görevlendirilene kadar montaj çalışmaları devam etti. Königsberg’in Nisan ayından Haziran ayına kadar testleri yapıldıktan sonraki ilk görevi Kral 2. Wilhelm’in yatına refakat etmek oldu. Bu görev sonrası Königsberg, 9 Ağustos'tan 9 Eylül'e kadar sürecek olan eğitim görevine yeniden başladı. Eğitim görevi sonrası Königsberg Kasım ayına kadar çeşitli limanları ziyaret ve Kral 2. Wilhelm’e refakat gibi rutin görevleri gerçekleştirdi. Königsberg, 5 Kasım 1905'de SMS Medusa Kruvazörünün yerini almak üzere Filo Keşif Kuvvetlerine atandı ve bu görevi yaklaşık 1 sene sürdü. 1906 yılının başından itibaren bireysel ve filo eğitimleri ile birlikte çeşitli limanları ziyaretlerine yeniden başlayan Königsberg; 1908 yılının başında periyodik bakım için kuru havuza girdi ve 1909 yılının Şubat ayında tekrar hizmete girdi. 1909 yılının Aralık ayında gemi komutanı olarak Fırkateyn Kaptanı (Fregattenkapitän) Adolf von Trotha atandı. Bu dönemde Königsberg, rutin eğitim faaliyetlerini sürdürmeye devam etti ve Adolf von Trotha yönetiminde Kaiser's Schießpreis (Atıcılık Ödülü) kazandı. Königsberg, 1910 yılının Eylül ayında SMS Dresden Hafif Kruvazörü ile çarpışarak hasar aldı ve Kiel’de onarıma alındı. Onarım sonrası gemi 2 yıl boyunca refakat ve eğitim görevlerini sürdürdükten sonra 22 Ocak 1913'te, modernize edilmekte olan SMS Mainz Kruvazörünün yerini almak üzere Açık Deniz Filosunda yeniden göreve başladı. 1914 yılının başlarında, Donanma Komutanlığı, Königsberg'i Doğu Afrika kıyılarına göndermeye karar verdi. Almanların Doğu Afrika’da bulunan kolonilerinin deniz güvenliğini sağlamak için görevlendirilen Königsberg diğer bir ünlü Alman hafif kruvazörü olan SMS Geier’in yerini alacaktı.

1. Dünya Savaşı Öncesi Afrika Kıtası Siyasi Haritası

İşte SMS Königsberg’in yazımıza konu olan asıl hikayesi bu noktadan itibaren başlamış oluyor. Çünkü Königsberg’in görevine başladığı dönemde Avrupa’da siyasi olarak büyük gerginlik mevcuttu ve kimse bilmese bile ufukta büyük yıkım getirecek bir savaş vardı. Bunun sonucu olarak SMS Königsberg’de Afrika kıyılarında Alman sömürgelerinin deniz güvenliğini sağlamak ve kendisine verilen görevi yerine getirmek için her yerde sonuna kadar savaşacak; ama milletinin makus talihini değiştiremeyecekti.

Königsberg’in Doğu Afrika kıyılarında görevlendirilmesi ile birlikte 1 Nisan 1914'te aslında bir Fırkateyn Kaptanı (Fregattenkapitän) olan Max Looff geminin komutanı olarak atandı.

Kaptan Max Looff

Königsberg, tüm hazırlıklarını yaparak Doğu Afrika’da 2 yıl sürmesi planlanan görevi için 25 Nisan 1914’de Kiel'den ayrıldı. Gemi Akdeniz’e geçtikten sonra İspanya ve İtalya limanlarında tedarik yaparak yoluna devam etti ve Süveyş Kanalından geçerek 5 Haziran 1914'de Almanya'nın Doğu Afrika’daki kolonisinin başkenti Darüsselam'a ulaştı. Königsberg’in Darüsselam'a ulaştığı dönemde Kigoma-Darüsselam Demiryolu'nun (Merkez Demiryolu) açılışı münasebetiyle şenlikler düzenleniyordu. Doğu Afrika’daki Alman kolonisini korumakla yükümlü Koruma Gücünün (Schutztruppe) 1. Dünya Savaşı zamanında ünlenecek komutanı General Paul Von Lettow-Vorbeck, Kaptan Looff’a bu şenlikler sırasında çeşitli hediyeler verdi. (1. Dünya Savaşı Doğu Afrika Cephesinde yaşananları öğrenmek için hazırladığım şu yazıyı ''1. Dünya Savaşında Doğu Afrika Cephesi'' tavsiye ederim.) Königsberg, aynı dönemde Alman Doğu Afrikası'nın diğer limanlarını da ziyaret etti. Bu ziyaretler sırasında yerli halk tarafından SMS Königsberg büyük ilgi görmüş ve yerli nüfus gemiye ‘’Manowari na bomba tatu (üç borulu savaş gemisi)’’ adını vermişti. Bu yüzden İngiliz donanması, yerli nüfus arasında oldukça ilgi çeken Königsberg'i, henüz savaş ilan edilmemesine rağmen, yakın takibe almıştı.

SMS Königsberg Darüsselam limanında demirlemiş Vaziyette Resmedilmiş

SMS Königsberg'in Afrika Liman Ziyaretinden Bir Fotoğraf

28 Haziran 1914 tarihinde Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand'ın öldürülmesinin ardından Avrupa'da tansiyon yükselirken, Kaptan Looff, Donanma Komutanlığından Avrupa'daki kötüleşen siyasi durum hakkında bir mesaj aldı. Bu mesaj üzerine Kaptan Looff rutin eğitim ve atış talimlerini bırakarak 24 Temmuz 1915’de koloni başkenti Darüsselam'a dönme kararı aldı. Gemi, Darüsselam'a ulaştıktan sonra olası savaş ihtimaline karşı tüm mobilya ve ihtiyaç olmayan malzemeler gemiden indirilerek boşalan yerler temel ihtiyaç malzemesi ve kömür ile dolduruldu. Kaptan Looff aynı dönemde düşman gemilerini tespit ederek erken ihbar alabilmek ve Alman ticari gemilerin bu riskli bölgeden uzak tutmak ve ‘’sahil gözlemci ağı’’ kurmak için çalışmalar yürüttü. Almanlar savaş durumunda İngilizlerin Darüsselam'ı ablukaya alacağının farkındaydı. İngilizlerin denizlerdeki üstünlüğünü kıramayacağının farkında olan Alman komutanlar abluka sonucu kapanacak tedarik hatlarından doğacak olumsuzlukları en az zararla atlatacakları ve en uzun süre dayanacakları şekilde hazırlanmaya çalışıyordu. Tüm hazırlıklar 30 Temmuz 1914 tarihine kadar tamamlanmış ve bu süre zarfında Kaptan Looff, Alman Doğu Afrika Koloni Ordu Komutanı General Paul Von Lettow-Vorbeck'in ile koordineli şekilde çalışarak olası harekât planları üzerinde durmuştu. Olası bir savaş durumunda tedarik yollarının kapanacağının farkında olan Alman komutanlar ilk olarak bölgede seyir halindeki Alman yük gemilerinde bulunan yedek kömürlerin koloni başkenti Darüsselam'a getirmeleri ile ilgili telsiz mesajı yayınlamıştı. Aynı dönemde Darüsselam limanında kömür yüklü 2 gemi bulunmaktaydı. Bunlardan biri olan 2.500 tonluk Somali Vapuru, Königsberg'in açık denizde kömür tedarik etmek üzere görevlendirildi.

HMS Hyacinth

31 Temmuz 1914'de Darüsselam limanına yanaşan Tabora Vapuru, İngiliz Güney Afrika Filosuna bağlı HMS Astraea, HMS Hyacinth ve HMS Pegasus kruvazörlerinin Koramiral King-Hall komutasında Darüsselam’a doğru yol aldığı istihbaratını ulaştırdı. Bu haberden anlaşılacağı üzere Darüsselam’ın İngiliz gemileri tarafından abluka altına alınma ihtimali vardı ve bu abluka sırasında Königsberg'in limanda mahsur kalması kaçınılmazdı. Bunun üzerine aynı gün 16:30'da Königsberg limandan demir alarak Hint Okyanusuna doğru yola çıktı. O sırada İngiliz filosu da denize açılmaya çalışan Königsberg’in on mil uzağında hızla limana doğru yaklaşmaktaydı. Böylelikle büyük savaş başlamadan İngiliz ve Alman gemileri ilk defa karşı karşıya gelmiş ve kovalamaca başlamış oluyordu. Aslında İngiliz filosunun amacı Königsberg’in limanda olup olmadığını kontrol etmekti. Eğer Königsberg limandaysa gemiyi takip ederek olası savaş durumunda gemiye müdahale etmekti. Eğer Königsberg limanda değilse Doğu Afrika kıyılarında geminin yerinin belirlenerek takipte tutulması amaçlanmıştı. Ancak İngiliz gemilerinin ufukta gözükmesinden önce harekete geçmiş olan Königsberg İngiliz gemilerini henüz atlatamamıştı. Savaş başlamış olsa ve iki taraf savaş durumunda bulunsaydı, Königsberg için bu pozisyonda düşmanlarına yakalanmış olması çok kötü sonuçlar doğurabilirdi. Ancak siyasi gerginlik bir çatışmaya dönmediği için iki tarafta birbirinin gücünü tartmak, gözetim altında tutmak ve savaş durumunda hamle yapabileceği uygun pozisyonu elde etmek için çabalıyordu. 

HMS Astraea

Bu kapsamda İngiliz filosuna bağlı HMS Hyacinth Kruvazörü Darüsselam limanına doğru yol alırken HMS Astraea ve HMS Pegasus kruvazörleri, Königsberg'i takip amacıyla liman açığına doğru yol almaktaydı. Bu manevralar ile İngilizler Königsberg’i kıskaç hareketiyle rahatlıkla gözetim altında tutabilecek ve hatta limana dönmek zorunda bırakabilecekti. Bunun farkında olan Kaptan Looff önündeki seçeneklerini değerlendirdi ve başmühendisine fazla duman çıkarmadan tüm kazanları ateşlemesini emretti. Alman kaptanın amacı, İngilizlere kaçtığını belli etmeden onları yanıltmaktı. Saatler 17:15’i gösterdiğinde Königsberg, 24 knot'luk maksimum hıza ulaştırabilecek buhar gücüne ulaşmıştı. Artık tek yapılması gereken, bu buhar gücünü kullanarak kaçmak için uygun fırsatın gelmesini beklemekti ve gemi bu sırada 10 knot hız ile yol almaktaydı. Kaptan Loof’un kaçış için beklediği fırsat ise kısa bir süre sonra doğa tarafından kendisine sunuldu.

Gemilerin Güneybatısında başlayan ani fırtına ile oluşan sağanak yağmur her iki tarafın görüş mesafesini düşürdü. Bu fırsatı iyi değerlendiren Kaptan Looff, anında gerekli emirleri vererek harekete geçti. Verilen emirlerle kruvazör 180 derecelik bir dönüş yaptı ve arkasından büyük bir su fışkırtarak tam hızda yol almaya başladı. Gemi fırtınaya doğru yol alırken, HMS Hyacinth kruvazörü ile arasını iyice açmaya başladı. Bu manevraya hazırlıklı olmayan İngilizler, hızlanmak için çabaladılar, ama Königsberg İngiliz gemilerini geride bırakarak çoktan uzaklaşmaya başlamıştı. Böylelikle İngiliz filosuna bağlı 3 gemi Königsberg’i burunlarının dibinden kaçırmış oldu. Kaptan Looff İngilizleri atlattıktan sonra bir saat daha aynı istikamette yol aldı ve daha sonra yönünü Güneye çevirerek Hint Okyanusuna açıldı. Ancak bu manevralar sırasında geminin büyük miktarda kömür tüketmesinden dolayı açık denizde kömür tedariki yapmadan kalamayacağı açıktı. Öte yandan İngiliz filosunun komutanı Amiral King-Hall, sayısal üstünlüklerine rağmen Alman Kruvazörünün burunlarının dibinden kaçmasına oldukça öfkelenmiş ve uçsuz bucaksız denizlerde Alman kruvazörünü aramaya koyulmuştu.

Koramiral Herbert Goodenough King-Hall

İlerleyen günlerde Kuzeye doğru yol alan Königsberg kömür tedariki için arayışa girdi. Çünkü mevcut şartlar içerisinde kömür tedariki için Afrika’da herhangi bir limana giriş yaptığı anda İngiliz gemilerinin haberi olacak ve takibe yeniden başlayacağı son yaşanan olaylardan anlaşılmıştı. Aynı dönemde Kaptan Looff, Avrupa’dan çekilen telgrafların kendisine ulaşamamasından dolayı iletişim zorlukları da yaşıyordu. Kovalamacanın üzerinden geçen sürede Avrupa’da siyasi gerginlik yerini savaş ortamına bırakmış; Almanya, Fransa, İngiltere ve Çarlık Rusya’sına savaş ilan etmişti. Bu haberi Königsberg ancak 05 Ağustos 1914 akşamı Afrika Boynuzu (Guardafui Burnu) önlerindeyken öğrenebilmişti. Savaşın başlamış olması Königsberg’in Hint Okyanusu'nun uçsuz bucaksız denizlerinde, artık yalnız olduğu ve sayısal olarak üstün bir düşman tarafından av olarak görülmesi anlamına geliyordu. Ancak Königsberg’in kendisi de avlamak için tasarlanmış bir gemiydi ve Kaptan Looff avlarının peşinde koşmaya kararlıydı.

Königsberg, aldığı savaş haberi üzerine bölgede seyir halinde bulunan Alman ticari gemi konvoylarını hem savaştan haberdar etmek hem de kömür tedarikini tamamlamak için Somali açıklarından Kızıldeniz'e doğru yol almaya başladı. Bu bölge Hindistan’dan Avrupa’ya uzanan ve arada İngiltere’nin kontrolünde bulunan Süveyş Kanalı’nın bulunduğu Dünya ticaretinin önemli bir hattıydı. Kaptan Looff ilk olarak telsizle Alman Buharlı Ticaret Gemisi Zieten ile iletişime geçerek Süveyş Kanalı'nı kullanması durumunda kendisine el konulacağı bilgisini verdi ve gemiyi Darüsselam'a veya tarafsız başka bir limana sığınmaları yönünde uyardı. Königsberg’in iletişim kurmaya çalıştığı bir başka Alman gemisi olan Goldenfels ise yük gemisinin mürettebatının onları bir İngiliz Kruvazörü sanıp kaçması üzerine ticari geminin peşine düştü ve Goldenfels tüm uyarılara rağmen kaçmaya devam etmesi üzerine Köningberg’den yük gemisini durmaya zorlamak için bir uyarı atışı yapıldı. Goldenfels, pruvasına doğru yapılan uyarı ateşi üzerine durdu ve Köningsberg ile iletişime geçerek kendilerinin bir Alman kruvazörünün durduğunu anladı. Goldenfels, Köningsberg’ten gelen talimatlar doğrultusunda güvenli bir limana ulaşmak için Königsberg’e refakat etmeye başladı.

Ertesi gün yani, 6 Ağustos 1914’de Königsberg, Sokotra Adası önlerinde, Hindistan'dan Londra'ya giden, Ellerman Lines firmasına ait ve çay yüklü olan City of Winchester gemisi ile karşılaştı. City of Winchester, 1914 Seylan çay mahsulünün çoğunu İngiltere’ye taşıyordu. Königsberg tarafından durdurulan City of Winchester'ın mürettebatı savaş gemisini İngiliz kruvazörü olduğunu düşünüyordu. Ancak gemi personeli Alman subaylar güverteye çıktığında korkunç hatalarını anladılar ve esir edildiler. 

City of Winchester Yük Gemisi

City of Winchester'ın ele geçirilmesi denizlerde 1. Dünya Savaşı’nda bir Alman savaş gemisi tarafından alıkonulan ilk İngiliz ticaret gemisi olması bakımından da ayrı bir önem kazanmaktadır. Kömür stoku azaldığı için bu gemideki kalitesiz Bombay kömürünü almak zorunda kalan Kaptan Loof, esir mürettebatı kendisine refakat eden Goldenfels’e aktararak Darüsselam'a gönderdi ve bu tahliye operasyonundan sonra City of Winchester'ı batırdı. İngilizler açısından burada esas zarar ticaret gemilerinin batırılması ve çayın ziyanından ziyade bunun Londra'da yaptığı etki idi. Hint Okyanusu'ndan geçen ticaret yolunun güvenliği için duyulan endişe, Almanların sebebiyet verdiği zarardan daha büyük endişeye yol açmıştı.

Bu arada, Korvet Kaptanı (Korvettenkapitän) Zimmer komutasındaki Somali Vapuru, Königsberg'e kömür ve gıda ikmali yapmak için 4 Ağustos 1914 gecesi 1.200 ton kömür ile Darüsselam'dan ayrılmıştı. İki gemi on gün (14 Ağustos) sonra buluştu. Kaptan Looff, Somali Vapuru ile buluştuğunda, gemide yalnızca 14 ton kömür kalmıştı. Somali Vapuru, Königsberg’e yaklaşık 850 ton kömür aktardı.

İki geminin buluştuğu sıralarda İngilizler, Darüsselam'a taarruz edip telgraf vericilerini imha etmiş ve Alman iletişim ağını felç etmişlerdi. Burada Königsberg’in hikayesine biraz ara verip Doğu Afrika’daki Alman deniz gücü ve deniz ile göllerde yaşanan gelişmelere kısaca değinmek istiyorum. Savaş başladıktan sonra Almanların Doğu Afrika kıyıları ve bölgede bulunan göllerde de bazı gemileri silahlandırma yoluna gitmişti. Savaş başladığında Almanlar Tanganyika ve Viktorya Göllerinde bulunan ticaret gemilerinden devşirilen savaş mavnaları sayesinde İngilizlere göre üstün durumdaydı. İç bölgelerle irtibatı sağlayan bu göllere hâkim olmak, lojistik ve nakliye kolaylığı açısından Almanlara büyük bir avantaj sağlıyordu. Aynı dönemde Almanlar, Hedwig von Wissmann gemisini silahlandırıp Belçikalıların Delcommune adlı gemisini batırdı ve Tanganyika Gölü'ndeki hakimiyetlerini pekiştirdi. 

Hedwig von Wissmann

Alman Doğu Afrika Koruma Gücü Komutanı General Von Lettow, Merkez Demiryolu aracılığıyla Bismarckburg ve Usambara'ya hızlıca asker sevk etmenin, ancak bu gölleri kontrol altına aldıktan sonra mümkün olduğunu biliyordu. Ancak 1916’da İngilizler, göllerdeki Alman kontrolünü sonlandırmayı başaracaktı. İngilizler, Almanların göller üzerindeki kontrolünü sonlandırmak için İngiltere'den bot getirmek de dahil pek çok çaba sarf ettiler. Bu dönemde göllerde iki taraf arasındaki mücadeleler ilginç bir hal alacaktı. Örneğin İngilizler Tanganyika Gölü’ndeki Alman gemilerinin üstünlüğünü son erdirmek için İngiltere'den Afrika'ya getirdikleri ve Toutou ile Mimi adlarını verdikleri botları karadan 4.800 kilometre boyunca gizlice taşıyarak göle ulaştırdılar ve Almanları hazırlıksız yakaladılar. Bunun sonucu olarak Alman gücünün göllerdeki hakimiyeti bu tarihlerde son buldu.

İngilizlerin Botları Taşıdığı Güzergah

Buna karşın savaşından başından beri denizlerde İngilizlerin baskın gücü her noktada olduğu gibi doğu Afrika’da da kendisini hissettiriyordu. Almanların Doğu Afrika sularındaki diğer bir gemisi savaş başladığı sırada Zengibar’da tamir edilmeyi beklerken İngilizler tarafından ele geçirilen ve silah eklenerek bir gözcü gemisine dönüştürülen Helmuth idi. Bu geminin İngilizlerin eline geçmesi Almanlar için büyük bir kayıptı. Doğu Afrika’daki savaşa bir etkisi olmasa dahi 1. Dünya Savaşı'nın efsane gemilerinden SMS Emden Hafif Kruvazörü ise Hint Okyanusunda modern korsanlık faaliyetlerini devam ettiriyordu.

Yeniden Königsberg’in hikayesine dönecek olursak;

Gıda ve kaliteli kömür tedarikini tamamlayan SMS Königsberg tekrar Güneye yönelerek Fransız gemilerini engellemeyi umduğu Madagaskar'a doğru yola çıktı. 29 Ağustos 1914 sabahı erken saatlerde Alman kruvazörü Madagaskar’ın Kuzeyinde bulunan Majunga Körfezine girdi. Ancak savaşın başlamasından dolayı tüm liman tahliye edildiği için hiçbir gemi bulamadı. Königsberg’in limana girdiğini gören yerel yetkililer bölgede bulunan İngiliz filosuna bağlı gemilere Almanların limanlarında olduğuna dair uyarılar gönderdi. Savaşın başlamasından itibaren geçen bu kadar kısa süre içinde Königsberg hem Aden Körfezi önlerinde hem de Madagaskar civarında görülmüştü. Bir türlü yerini tespit edemeyen İngilizler açısından SMS Königsberg adeta bir ‘’hayalet gemi’’ hüviyetine bürünmüştü. Königsberg, Madagaskar önlerine ulaştığında kömür stoku 250 tona kadar düşmüştü. Bunun üzerine yine Somali Vapuru ile iletişime geçen Kaptan Looff bu sefer Somali Vapuru ile Aldabra Adası'nda bir araya geldi ve kömür tedarikine başladı. Ancak sert rüzgarlardan dolayı bu tedarikte aksamalar meydana geldi ve gemiye yeterli miktarda kömür yüklemesi yapılamadı. Kaptan Looff'un tek endişesi kömür tedariki değildi. Çünkü City of Winchester'dan aldığı kalitesiz Bombay kömürü nedeniyle yolculuk sırasında Königsberg'in buhar kazanlarında da arıza meydana gelmişti. Bu arızanın giderilmesi için Darüsselam'a dönmeyi riskli gören Kaptan Looff, iki geminin de Rufiji Nehri Deltası'na yönelmesine karar verdi.

SMS Königsberg ve Somali Vapuru Fırtınalı Havada Rufiji Deltasına Doğru Yol Alıyor

SMS Möwe Araştırma Gemisi

Deltanın haritasını yakın zamanda, Möwe araştırma gemisinin mürettebatı yapmıştı. Eskiden nehir içlerine ulaşımın mümkün olmadığı düşünülüyordu. Ancak yapılan araştırma neticesinde, nehir girişinde birkaç derin kanalın varlığı keşfedilmişti. Bu yeni haritalarla 3 Eylül 1914 sabahı nehir girişine ulaşan Königsberg, Simba-Uranga kanalından nehrin içlerine doğru yol aldı ve Salale bölgesine ulaştı. Geminin bölgeye ulaşmasıyla yakındaki gümrük istasyonundaki Alman makamları ufak çaplı bir şok geçirdi. Çünkü büyük bir savaş gemisinin nehrin içlerine girmesini İngilizler kadar yerel Alman yetkililerde beklemiyordu. Gemi bölgeye geldikten sonra istasyon görevlileri Darüsselam ile iletişime geçerek kruvazörün konumu hakkında bilgi verdi. Ayrıca geminin kömür ve temel ihtiyaç malzemeleri ile ilgili ihtiyacı bulunduğunu yetkililere çabucak bildirildi. 

Rufiji Deltası

Rufiji Deltasının Girişi

Kaptan Looff zaman kaybetmeden bölgedeki ve dünyada yaşanan gelişmelerle ilgili en son haberleri yetkililerden öğrenmeye başladı. Ayrıca telsizden sahil gözlemcileri ile iletişime geçerek düşman hakkında istihbarat toplamaktan da geri kalmadı. Bu istihbarat çalışması kapsamında 19 Eylül 1914 gününün öğlen saatlerinde, Zengibar limanında bir İngiliz savaş gemisinin bulunduğunu bildiren bir rapor Kaptan Looff’a iletildi. Bu arada kısmen tamir edilmiş olan SMS Königsberg belki tekrar Hint Okyanusu'na açılamazdı ama 150 mil Kuzeydeki Zanzibar'a rahatlıkla gidebilirdi. Muhabere personelinin ilettiği bilgilerden Zanzibar’da bulunan İngiliz gemisi, HMS Pegasus ya da HMS Astraea idi. Gerçekte, Zanzibar limanına demirlemiş gemi ise HMS Pegasus hafif kruvazörüydü.

HMS Pegasus

Pelorus sınıfına ait üçüncü gemi olan Pegasus Hafif Kruvazörü, 1897 yılında denize indirilmişti. Geminin ana silahları 4 inchlik toplardan oluşuyordu. HMS Pegasus’un ana silahları Königsberg'deki Krupp marka 4 inchlik toplarına göre teknolojik olarak hem eski hem de etki alanı sınırlıydı. Pelorus Sınıfı Kruvazörlerin ortak sorunu ise gemiye güç sağlayan kazanlarının devamlı arızalanmasıydı. Çünkü geminin kazanları kükürtlü Natal kömürü yakmaya uygun tasarlanmamıştı. Bu sorundan dolayı HMS Pegasus Kruvazörü de Zanzibar’a onarım için gitmişti. İngiliz yetkililer Königsberg'i tüm çabalarına rağmen bulamamış ve geminin artık Doğu Afrika sularında olmadığına ikna olmuşlardı. İngiliz yetkililer tarafından HMS Pegasus’un Zanzibar’da güvenli şekilde tamir edilebileceği öngörülmüştü. Ancak İngilizler yanılmıştı ve yalnız kurt şimdi avına doğru gizlice yaklaşarak onu boğmak için harekete geçmişti.

Königsberg, 20 Eylül 1914 günü öğleden sonra hazırlıklarını tamamlayarak denize açıldı ve akşam geç saatlerde, 10 knot hızla Zanzibar'a doğru ilerlemeye başladı. Gemi tam olarak tamir edilmediği için daha yüksek hızlara çıktığında, hunilerinden kıvılcımların çıkmasına neden oluyordu. Bu durum gece karanlığında geminin tespit edilmesi ihtimalini doğurduğu için gemi personelinin kaçınmak istediği bir durumdu. Königsberg Sabaha karşı saat 04:00 sıralarında Zanzibar'ın Güney ucundaki resiflerin arasından geçerek limana girdi. Liman girişinde İngilizler tarafından ele geçirilerek silahlandırılan Helmuth silahlı gözcü gemisi Königsberg’in 8,8 ichlik ikincil silahlarıyla ateş altına alınarak etkisiz hale getirildi. 
Königsberg, liman içerisinde bulunan Mbweni köyüne yaklaştığında, HMS Pegasus'u Doğu Telgraf Şirketi ofislerinin açığında demirlemiş olarak buldu. Königsberg, Pegasus Hafif Kruvazörüne Beş mil mesafesine sokularak ana silahları ile ateş açmaya başladı ve 8 dakika içinde Pegasus’a isabet sağlandı.


Bu isabetler neticesinde; ağır hasar alan Pegasus’da yangın çıktı. Pegasus’un Kaptanı John Ingles beyaz bayrak çekerek teslim oldu. Beyaz bayrağı gören kaptan Looff, ateşkes emrini verdi ve limandan çıkarak açık denize doğru yol almaya başladı. Pegasus defalarca vurulmuştu ve gemi yavaş yavaş batıyordu. Gemiyi karaya oturtarak kurtarma çabaları başarısız olmuş ve gemi aynı günün öğlen saatlerinde batmıştı. Tüm muharebe yaklaşık 30 dakika sürmüş ve Pegasus'ta 2'si subay 34 asker ölmüş, 5'i subay 61 asker ise yaralanmıştı.


Zanzibar'dan ayrılırken, Königsberg bir motorunda arıza oluştu ve bombardımanın neden olduğu sarsıntılardan dolayı buhar kazanlarında sızıntılar artmaya başladı. Bahsi geçen bu arızalar için gerekli parçalar ise sadece Darüsselam'daki demiryolu makine atölyelerinde imal edilebilirdi. Bu nedenle, Zanzibardaki saldırıdan 24 saat sonra Königsberg, bölgede kendisi için güvenli olan tek liman olan Rufiji Deltasına geri dönmek zorunda kaldı. Rufiji Deltası, çok sayıda kanal tarafından bölünmüştü ve bu kanalların içerisinde kruvazör gibi ağır sayılabilecek tonajlı gemilerin yol alabileceğini sadece Almanlar ellerindeki yeni haritalar sayesinde biliyordu. Kaptan Looff, bu kez Rufiji Deltasının Mchungu girişi üzerinden Nyambati kanalına girerek Königsberg'i deltanın iyice derinliklerine kadar götürdü.

Königsberg Rufiji Deltası'nın Derinliklerine Doğru İlerliyor.

Königsberg, HMS Pegasus'a Gerçekleştirdiği Saldırı Sonrası Rufiji Deltasındaki Yeni Konumu

Ayrıca bu bilgi avantajı Königsberg'in acil bir durumda kaçması için avantaj oluşturacaktı. Bu arada Königsberg'in arızalanan bazı motor parçaları da karadan kağnı ile Darüsselam'a tamir edilmek üzere gönderiliyordu. Kaptan Looff, Königsberg'in deltada daha iyi kamufle olabilmesi için geminin direklerini söktürdü ve geminin üst yapısını ağaç dalları kapattırdı. Böylelikle, İngilizlerin hava keşiflerinde geminin tespit edilmesinin önüne geçmeye çalıştı. Geminin kamuflajı kadar çevre güvenliği konusunda da önlemler alındı. Bu kapsamda geminin hafif silahlarından bazıları sökülerek karadan İngiliz çıkarma birliklerinin olası çıkarma noktalarına yerleştirilerek bir savunma hattı oluşturuldu. Bu savunma hatlarına ilerleyen dönemde General Von Lettow yönetimindeki Afrika Koruma Gücünden (Strumtruppe) bazı birliklerde takviye olarak gönderildi. Königsberg, şimdilik, bu hazırlıklar kapsamında güvende olacaktı. Ama İngilizlerde Königsberg’in peşini bırakmaya niyetli değildi. Çünkü Doğu Afrika’da bu gelişmeler yaşanırken Dünya’nın başka yerlerinde İngilizler ve müttefikler için denizlerde hoş olmayan gelişmeler yaşanıyordu.

Königsberg Mürettebatı Tarafından Oluşturulmuş Savunma Mevzii

Kaptan Looff’un Zanzibar'daki saldırısından iki gün sonra, Alman hafif kruvazörü SMS Emden Hindistan'daki Madras limanını bombalayarak büyük paniğe neden olmuş ve bazı yakıt tanklarını ateşe vermişti. Kendilerinden denizlerin hâkimi olarak gurur duyan İngilizler için bu iki saldırı çifte darbe anlamına geliyordu. Özellikle Königsberg ile Emden’in saldırılarda bulunduğu bölgeler İngiliz ve müttefik ticari deniz hatları ile tedarik hatlarının ana damarlarının bulunduğu yerler olması bakımından Avrupa’da son derece kanlı devam eden savaşa asker ve tedarik sağlamaya çalışan müttefik ordularının can damarının kesilmesi anlamına gelecekti. Ayrıca Amiral Von Spee yönetimindeki Alman Doğu Asya Filosunun nerede olduğu ve akıbeti ile ilgili İngilizlerin elinde hiçbir bilgi yoktu. Amiral Spee yönetimindeki filo bir anda ortadan yok olmuş ve bu güçlü filonun ne zaman ve nereye saldıracağı tam bir muammaydı.

HMS Chatham

HMS Dartmouth

HMS Weymouth

Bu gelişmeler ışığında İngilizler açısından; Königsberg tek başına olsa dahi müttefik ticari ve tedarik hatlarını daha fazla hasar vermemesi için önlemler almaya itti. Bu önlemler kapsamında Königsberg’i bulmak için Kızıldeniz’de bir ticaret konvoyuna refakatçilik yapan hafif kruvazör HMS Chatham Hafif Kruvazörü görevlendirildi. Ayrıca Hint Okyanusu’ndaki HMS Dartmouth ve Akdeniz’deki HMS Weymouth hafif kruvazörleri de Chatham Hafif Kruvazörü’ne katılmak için yola çıktılar. Özellikle bu 3 hafif kruvazörün ana silah olarak kullandığı modern 6 inch’lik toplar Königsberg'in silahları ile karşılaştırıldığında büyük avantaja sahipti. Bu görevlendirmeden anlaşılacağı üzere İngiliz yetkililerin Königsberg'in oluşturduğu tehdidi ne kadar önemsediğini anlayabiliriz. Bu 3 geminin öncelikli görevi 2.000 millik Doğu Afrika kıyılarında tarama görevi gerçekleştirerek Königsberg bulmak ve Alman gemisi bulunduktan sonra birleşip ona saldırmaktı. Bu arada Almanlar da İngilizleri şaşırtmak için Königsberg'in konumuyla ilgili sahte telgraflar çekiyorlardı.

1 ay süren Königsberg'i arama görevinde HMS Chatham kruvazörü başarıya ulaşacak ve yerini tespit edecekti. HMS Chatham, Madagaskar açıklarında devriye gezerek Königsberg'i ararken durdurduğu bir Alman nakliye gemisindeki personeli sorguladı ve Alman tedarik gemisi Prasident’in, Lindi limanında bulunduğunu öğrendi. Bu bilgi üzerine Chatham, Lindi limanına gitti. Almanlar Lindi limanının iyice içerisinde demirlemiş olan Prasident’e beyaz haç takarak onu bir hastane gemisi şekline sokmuşlardı. Limanda demirli olan Prasident’i aramak için gemiye çıkmaya karar veren İngilizler tüm engelleme ve protestolara rağmen gemide arama yaptılar. Arama neticesinde İngilizler gemide ne tıbbi malzemelere ne bir doktora ne de bir hastaya rastlamadılar. Bu arada Almanların aynı limanda demirli gerçekten hastane gemisi olarak kullandıkları Tabora adlı bir gemileri daha vardı ve İngilizler bu gemide de arama yaptılar. Ancak gemide Königsberg’in Rufiji’de olduğuna ve Prasident’in ona kömür taşıdığına ilişkin dokümanlar ile bazı haritalar buldular. Bunun üzerine Chatham’un kaptanı Sydney Drury-Lowe, Prasident’e yeniden bir ekip göndererek geminin yürüyen aksamını tahrip ettirdi.

Prasident İngilizler Tarafından Yüzemeyecek Durumu Getirildikten Sonra Çekilmiş Fotoğrafı

HMS Weymouth kruvazörü ise aynı dönemde, Alman römorkör Adjutant'ı Madagaskar açıklarında durdurdu ve gemide Rufiji Deltasının derinliklerinde bulunan Salale bölgesini gösteren bir haritayı ele geçirdi. Bu olaylardan kısa süre sonra, Rufiji bölgesindeki yerel halktan deltanın derinliklerinde demirleyen bir savaş gemisiyle ilgili haberler gelmeye başladı. Bu bilgiler ışığında 20 Ekim 1914 öğleden sonra HMS Chatham, karaya bir çıkarma ekibi göndermek için deltanın Kiomboni bölgesinin yakınında demir attı. Şanslarına, geminin demirlediği bölge henüz Alman tahkimatlarının olmadığı bir yerdeydi. İlerleyen günlerde İngilizlerin gizlice karaya çıkarttığı keşif ekipleri kamufle edilmeye çalışılmış olan Somali Vapurunun yerini tespit etti.

Adjutan Romörkorü

30 Kasım 1914 sabahı HMS Chatham, kabaca konumu belirlenmiş olan Somali Vapuruna toplarıyla ateş etmeye başladı. Bu saldırı sırasında Somali Vapuru birkaç kez vuruldu ve kısa süre sonra yanmaya başladı. Somali Vapurundaki yangına müdahale yetersiz olduğu için mürettebatı tarafından terk edilerek kaderine bırakıldı.

Kaderine Terk Edilmiş Somali Vapurunun İlerleyen Yıllarda Çekilmiş Resmi

Somali Vapurunun Enkazının 1960'lı Yıllarda Çekilmiş Resmi

Bu saldırının olduğu dönemde Köningsberg’in mekanik sorunlar onarılmış olsa da, durum şimdi daha vahimdi. Çünkü aramaya katılan diğer İngiliz kruvazörleri de delta ağzına demirlemiş ve Königsberg’in bu gemileri atlatmak için yeterli kömür stoku yoktu. İngilizler açısından da Königsberg'i ne pahasına olursa olsun yok edilmesi için açık emirler verilmişti. Bu durum Königsberg'in deltadan kaçamadığı, Nehirdeki suyun yüksekliği yeterli olmadığı için İngiliz savaş gemileri Königsberg’i bombalayabilecek mesafeye yaklaşamadığı sekiz aylık bir açmazın başlangıcı olacaktı. 

Yılbaşında kaptan Looff'a HMS Chatham komutanı Kaptan Drury-Lowe bir mesaj gönderdi. Mesajda; "Yeni yılınızı kutlarız. En kısa zamanda görüşmek dileğiyle." yazıyordu. Kaptan Looff, bu mesaja karşılık "Teşekkürler, aynı şekilde bizde yeni yılınızı kutlarız. Beni ziyaret etmek isterseniz, her zaman yerindeyim." yanıtını verdi.

Bu bekleme sürecinde Königsberg mürettebatı ve kara ordusuna bağlı personel delta boyunca daha fazla siper kazarak giderek kalabalıklaşan İngiliz gemilerinden yapılacak çıkartma ihtimaline karşı müstahkem mevkiler oluşturmaya girişti. Bu bekleme döneminde İngilizler birkaç kez karaya asker çıkardılarsa da karaya konuşlanmış olan Königsberg’in tayfası tarafından püskürtüldüler.

Königsberg'i Batırmak İçin Getirilmiş Uçaklardan Birisi

Bu dönemde İngilizler HMS Cornwall, HMS Pyramus, HMS Pioneer ve HMS Fox kruvazörleri ile birlikte keşif ve bombardıman için bölgeye uçak getirdi ve Köningsberg’i batırmak için sadece karadan değil, havadan da bazı girişimlerde bulundu. Bu uçaklar ile yapılan keşif hareketlerinde Königsberg'in İngilizleri atlatarak Okyanusa açılmaya hazır olduğu ile ilgili verilen raporlar İngilizler arasında alarma neden oldu. Uçaklar ile Königsberg’in bombalanma fikri birkaç kez denense de bu girişimlerde hezimetle sonuçlandı ve Kaptan Looff’un uçaksavar savunması için hazırladığı hafif top ve makineli tüfeklerden açılan ateş sonucu İngilizlerin bir uçağı düşürüldü. Böylece Bu zaman zarfında İngilizler tüm girişimlerinde başarısızlıkla sonuçlanmış oldu.


Königsberg’in mürettebatı ise Amiral Spee yönetimindeki Doğu Asya Filosunun kendilerini kurtarmak için bölgeye bir harekât düzenlemesini umuyordu. Amiral Spee yönetimindeki filodan böyle bir beklentiye girilmesinin nedeni ise bu filonun Şili açıklarında bulunan Coronel bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı parlak zaferden ileri geliyordu. (Amiral Spee yönetimindeki Doğu Asya Filosunun maceraları için şu yazıyı ''Coronel Muharebesi'' incelemenizi tavsiye ederim.) Ancak çok geçmeden Falkland Deniz Savaşı neticesinde Amiral Spee ile birlikte Alman filosunun tamamen yok edildiği bilgisinin ulaşması ile Königsberg’in beklediği desteğin gelmeyeceği anlaşıldı ve tüm ümitler suya düştü. Artık Königsberg’in tayfası için tek başlarına olacakları bir ölüm-kalım savaşı başlamıştı. Bu arada Königsberg'deki koşullar kötüye gidiyordu. Kömür, cephane, yiyecek ve tıbbi malzeme kıtlığı vardı. Mürettebat, İngilizlerin saldırılarından ziyade, sıtma ve diğer tropikal hastalıklar yüzünden ölüyordu ki bu tür sorunlar hem müttefikler hem de Almanlar arasında karada devam eden savaşlarda da en büyük kayıpların yaşanmasına neden oluyordu.

1915 senesinin Mart ayı başlarında Amiral King-Hall’ın kumandasındaki devasa ama yaşlı öndretnot (predreadnought) Goliath’da dört aydır süren ablukaya katıldı. Artık İngilizlerin sabrı tükenmişti. Nitekim Königsberg’in meşgul ettiği savaş gemilerine başka görevler için acil olarak ihtiyaç vardı.

Tüm bu gelişmeler olurken Alman Genelkurmayı Königsberg ile Doğu Afrika’daki kara birliklerine yardım yollamaya çalışıyorlardı. Königsberg’e yollanacak yardım sayesinde Rufiji deltasından İngilizleri atlatarak açık denize çıkması planlanıyordu. Bu kapsamda Almanlar tarafından daha önce ele geçirilen İngiliz bandıralı Rubens isimli ticaret gemisi Almanlar tarafından Kronborg olarak yeniden isimlendirildi. Bu ticaret gemisine Danimarka bayrağı çekilerek, Danca konuşabilen Alman denizciler görevlendirildi. Kronborg, 1 ay süren uzun yolculuğunu tamamlayarak 1915 yılının Nisan ayında Hint Okyanusu'na ulaştı. Kronborg, yük olarak 1.600 ton yüksek kaliteli Ruhr kömürünün yanı sıra 105 mm'lik toplar için mermi, makine aletleri, giysiler, konserve ve taze erzak taşıyordu. Gemide ayrıca kara ordusu için bir milyondan fazla piyade silahı mühimmatı, piyade tüfeği ve makineli tüfek bulunuyordu. Ancak İngilizler bölgede Alman radyo yayınlarını sıkı şekilde takip ettiği için Kronborg’un gelişinden haberdardı. Kronborg, Tanzanya’nın Tanga Limanı açıklarına ulaştığında Güneyden kendisine doğru hızla gelen bir savaş gemisi gördü. Bu savaş gemisi İngiliz kruvazörü HMS Hyacinth idi ve Kronborg’u durdurarak taşıdığı yükün Almanların eline geçmesini engellemek istiyordu. Bunun farkına varan Kronborg’un kaptanı gemisini tüm hızıyla Manza Körfezi'ne yönlendirdi ve gemisini karaya oturtarak; güvertede bulunan yükünü ateşe verdi. HMS Hyacinth, bölgeye ulaştığında yangını söndürmeye çalıştı, ama başarılı olamadı. Bunun üzerine Kronborg bombalanarak yüzemeyecek şekilde hasara uğratıldı. Buna rağmen Almanlar geminin kargosunun kömür dışında çoğunu kurtarmayı başardı ve İngilizler birkaç hafta sonra Almanların kömür dışında her şeyi kurtardığını dehşet içinde gördüler.

İçerisindeki Malzemeler Boşaltıldıktan Sonra İmha Edilmiş Kronborg

İlerleyen dönemde kurtarılan bu malzemeler Alman Doğu Afrika birliklerinin düzenleyeceği harekatlarda kullanılacak ve hem denizde hem de karada savaşın uzamasına neden olacaktı. Kronborg’da bulunan kömürlerin gemiden çıkartılarak Köningsberg’e taşınması ise mevcut şartlarda lojistik olarak imkansızdı. Kömürün Königsberg’e taşınamamasından dolayı geminin kazanları delta çevresinde yetişen Mangrov ağaçlarından kesilen odunlarla sağlanıyordu.

İngilizler Kronborg ile Almanlara ulaştırılan malzemeler yüzünden denizlerde daha dikkatli davranmaları gerektiğinin farkındaydı. İngilizlerin asıl korkusu ise başka bir yük gemisinin onları atlatıp Königsberg’e malzeme ulaştırarak Alman savaş gemisinin Okyanuslara açılması ve ticaret hatlarına zarar vermesiydi. Almanlar ise hem Doğu Afrika kara ordusu hem de Königsberg için gerekli yardım malzemeleri ulaştırmak için planlar yapmaktaydı. Almanların planladığı yardım gemisi ancak 1 sene sonra Marie isimli yük gemisiyle hayata geçirilebilecekti. Almanların planlaması kapsamında 1916 yılının Ocak ayında yola çıkan Marie, Mart ayının ortalarında Tanzanya’nın Lindi limanının biraz güneyindeki Sudi Körfezi'ne ulaştı. İngilizler bu sefer iyice geç kalarak, Marie'yi ancak yükünü boşaltıldıktan sonra buldular ve gerçekleştirdikleri taarruzda bir işe yaramadı. Bu geminin taşıdığı kargoyu 1916 yılının Mart ayında Doğu Afrika'ya ulaştırması karada devam savaşın seyri açısından önemli bir dönüm noktası oldu. Marie'nin getirdiği mühimmat olmasaydı Almanların karada direnci muhtemelen daha erken kırılabilecekti. Almanlar bu şekilde iki gemi daha göndermeyi planlamışlardı. Ancak İngiliz ordularının karada Güneye doğru ilerlemeleri sebebiyle bu gemileri göndermekten vazgeçtiler.

SMS Königsberg Mürettebatı

Königsberg’in mevcut durumda hareket edememesi, İngilizlerin giderek kalabalıklaşan ablukası ve İngilizlerin bir türlü Alman kruvazöre yaklaşamaması ile ortaya çıkan kısır döngü Alman mürettebatın boş zamanının fazla olmasına neden olmuştu. Bu durum, karada İngilizler ile Almanlar arasında kıyasıya devam eden savaşa mürettebatının katılmasının daha iyi olacağını düşünen Kaptan Looff, mürettebatının yaklaşık üçte birini kara ordusunu desteklemek için göndermeye itti. Kaptan Looff’un bilmediği şey ise İngilizlerin bu kısır döngüyü kırmak ve Königsberg’i yok etmek için yeni planlar geliştirdiğiydi. İngilizler ilk olarak Güney Afrikalı bir avcı olan Binbaşı Peter Pretorious'un yardımıyla deltayı ve karmaşık savunma ağını sistematik olarak çizmeye başlamıştı. İkinci olarak Nisan 1915'te İngiliz Donanma Komutanlığı, Darthmouth’un kaptanı tarafından Kasım ayında sunulan ve Alman kruvazörüne Rufiji Nehri'nin sığ sularında yol alabilen Monitör’ler ile saldırmayı öngören planını kabul etmesiydi.

Monitör’ler ilk zırhlı gemilerin ataları olarak kabul edilen ve çoktan demode olmuş gemilerdi. Dünya savaşının çıktığı döneme kadar teknolojinin hızla ilerlemesiyle Monitör’ler sadece kıyılarda savunma amaçlı kullanılıyordu. Gemilerin buhar kazanları çok eski olduğu için çok yavaş yol alan deniz vasıtalarıydı. Öyle ki Birinci Dünya Savaşı başladığında İngiliz donanmasında bunlardan bir tane bile yoktu. Ancak İngiltere, savaşta asker naklederken iş görebileceği düşüncesiyle, Brezilya hükümeti için İngiliz tersanelerinde üretilen 3 adet Monitöre el koymuştu. İşte bunlardan Severn ve Mersey Kızıldeniz üzerinden Doğu Afrika’ya gönderildi. 
HMS Severn

HMS Mersey

Büyük bir zorlukla bölgeye ulaşabilen Monitörler yolda o kadar hırpalanmışlardı ki göreve başlamak için gemiler 5 haftalık bir tadilat geçirmiş ve ayrıca personelin savaş tecrübesi olmadığı için görev provası yapmaları gerekmişti. Bu iki geminin üzerinde 2 adet 6 inch (152mm) toplar bulunuyordu. Gemilerin silah sistemi Königsberg’e göre yetersiz olsa da gemilerden beklenti Königsberg’i yıpratma harbine sokarak yok etmekti. Çünkü Alman gemisine ne tadilat yapılabiliyor nede dışarıdan mühimmat ve personel desteği hiçbir şekilde sağlanamıyordu. Bunu Almanlar kadar İngilizlerin bildiği de aşikardı.

Monitörler 06 Temmuz 1915 gününün sabahında Königsberg’i batırmak için harekete geçti. Savaş gemileri tarafından desteklenen Severn ve Mersey, deltanın Kikunja koluna yöneldi. Daha önce oluşturulmuş olan gözetleme ağı aracılığıyla Kaptan Looff İngilizlerin harekete geçtiğini çok geçmeden fark etti. Königsberg’in yürüyen aksamı bozuktu. Ancak silahları mükemmel şekilde çalışıyordu ve silahları kullanan mürettebat daha önce isabetli atış yapmalarıyla çeşitli yarışmalardan ödüller kazanmıştı. Monitör’ler ilerleyerek Königsberg'den yaklaşık 9,100 metre uzaklıkta olduğunu düşündükleri bir noktada durdular, ki bu mesafe Königsberg’i kendi silahlarının menzilinde tutacak, ancak daha küçük kalibredeki Alman silahlarının cevap verebileceğinden daha uzak mesafeydi. Monitör’lere destek için uçaklarda operasyona katılmıştı. Bu uçaklar atış isabet kontrolü için kullanılacaktı. 


Saat 06:23'te Monitörler ilk atışını gerçekleştirdi ve gözetleme uçaklarından gelen bilgilere göre düzeltmeler yaparak atışa devam etti. Ancak Monitörlerin bulunduğu konum hatalıydı ve Monitör’ler silahlarını ateşledikten kısa süre sonra kendilerini Königsberg'in silahlarından ateşlenen mermilerin menzili içinde buldular. Saat 07:40'ta, Königsberg'den gelen iki mermi Mersey'e isabet etti. Mermilerden birisi geminin önünde bulunan 6 inçlik topa isabet etmişti. Monitör mürettebatının kahramanca çalışması sayesinde yanan bir mermi nehre atılarak geminin havaya uçması zar zor önlenebildi. Gemiye isabet eden diğer atış ise geminin su hattının altına saplandı. Severn ise Mersey’in isabet almasıyla konum değiştirerek silah menzilinden çıkmaya çalıştı. Severn konum değiştirdikten kısa süre sonra Königsberg tarafından ateşlenmiş 5 mermi eski konumuna düştü. Eğer Severn konum değiştirmekte geç kalmış olsaydı Monitör’un ağır hasar alması veya batması muhtemeldi. Buna karşılık Monitör’lerden ateşlenen mermiler Königsberg'i dört kez vurdu. Bu 4 isabetten en önemlisi geminin su hattının altına çarpan ve geminin bir miktar su almasına neden olan mermiydi. Üç saat süren çatışma neticesinde Königsberg, isabetli atışlarıyla her iki İngiliz gemisini de geri çekilmeye zorladı. Bu çatışma neticesinde Monitörler ciddi hasar almış ve tadilata ihtiyaçları vardı.


Tekrar tamir edilen Monitörler, 11 Temmuz 1915 sabahı hava desteğiyle bir taarruz daha yaptılar. Saat 10:40'ta Monitörler nehrin girişine ulaşmış ve Königsberg’e ateş etmeye başlamıştı. Saat 11:30'da ise Königsberg tarafından ateşlenen iki mermi Mersey'in arka taretine isabet ederek bu topu devre dışı bıraktı. Mersey’in atış gücü bu isabetle azaldığı için Königsberg dikkatini Severn’e çevirmişti. İngilizler ise gözcü uçakları yardımı ile Alman gözetleme noktalarını devre dışı bırakmak için harekete geçmiş ve gözetleme noktalarını delta ağzında bulunan savaş gemileri ile bombalıyordu. Gözetleme noktalarını tek tek kaybeden Kaptan Looff artık kör atış yapmak zorunda kaldı ve ateş hızı giderek düşmeye başladı.


Saat 12:30'da yeni gelen gözetleme uçağı sayesinde sağlam olan taretleri ile Mersey’de bombardımana başladı. Saat 12:42'de Severn’den ateşlenen bir mermi Königsberg’in ana taretlerinden birisine isabet etti. Saat 12:44'ten sonra ikinci tarette isabet alarak devre dışı kaldı ve saatler 12:53'ü gösterdiğinde geminin sadece bir ana tareti çalışır durumdaydı. İki Monitör, taretlere isabet sağlamadan önce yapılan bazı atışlar Königsberg’in kıç tarafında büyük bir yangına neden olmuş; silahları kullanan mürettebatın bir kısmı ölmüştü. Ayrıca yapılan atışlardan birisi kaptan köşkünde hasara neden olmuştu. Geminin üst yapısı ağır hasar görmüş, Kaptan Looff ve bir kişi hariç herkes yaralanmıştı. Saatler 13:40'ı gösterdiğinde, Königsberg cephanesi azalmış ve silah mürettebatı çok ağır kayıplar vermişti. Sonunda, kalan iki silahtan biri son şarapnel mühimmatını İngilizlerin gözcü uçağına ateşleyerek onu nehre inmeye zorladı. Mermiler yağmaya devam ederken, Birinci Subay Koch bir torpido başlığının fünyelerini çıkartarak aktif hale getirdi ve öğleden sonra saat 14:00’da torpido patlatıldı. Königsberg, torpido patlarken hafifçe yükseldi ve Patlamayla kruvazörün gövdesini yırtılarak gemi iskeleye doğru yattı ve su hattının hemen üzerindeki üst yapılarıyla çamura battı. Böylelikle Königsberg’in 1. Dünya Savaşı sırasında denizlerdeki ebedi istirahatgahı Rufiji Deltası oldu. Ancak Königsberg’in hikayesi burada sonlanmadı.

Torpido Patlatıldıktan Sonra Königsberg'in Gövdesinde Oluşan hasar

Hasar Almış ve Çamura Batmış Olan Königsberg

11 Temmuz 1915’de yaşanan çatışmalar boyunca Königsberg mürettebatından 19 kişi ölmüş ve gemi Kaptanı Looff dahil 49 kişi yaralanmıştı. Buna karşılık İngilizlerin saldırı sırasında kullandığı iki Monitör ağır hasar almış ve İngilizlerin bir uçağı Königsberg tarafından vurularak düşürülmüştü.


Königsberg'de Görevli Ölmüş Bir Mürettebatın Mezarı

İngiliz tarihçiler ilerleyen yıllarda Königsberg'i batırma operasyonlarını anlatırken şu ifadeleri kullanacaklardı;

"Batırılması için bir kanalın abluka altına alınmasını gerektirecek şekilde konumlanmış bir gemiyi ‘’batırmak’’ zannedildiği kadar kolay değildir. Türkler Dicle ve Fırat'ta bunu defalarca denedilerse de her seferinde başarısız oldular…"

Tıpkı karada von Lettow-Vorbeck'in onbinden fazla olmayan askeriyle üçyüzbin civarındaki İngiliz, Belçikalı ve Portekiz kuvvetlerini alıkoyması gibi Königsberg de 11 Temmuz 1915’te tahrip edilene kadar, İngiliz donanmasına bağlı 20 gemi ve 10 uçağı alıkoymuştu. Königsberg’in, Çanakkale Deniz Muharebelerine denk gelen bu dönemde bu kadar İngiliz gemisini diğer cephelerden uzak tutabilmesi önemli bir başarı olarak düşünülebilir. Hatta SMS Königsberg’in ablukada geçirdiği bu zaman Çanakkale Deniz Savaşlarına dolaylı yoldan etki ettiği söylenebilir.

Kaptan Looff, gemi batmadan önce Berlin'e gönderdiği son mesajda: "Königsberg yok edildi. Ama fethedilemedi." demiştir. Gerçekten de Königsberg mürettebatı aldığı az desteğe rağmen kahramanca savaşmış, son ana kadar İngilizlere büyük zorluklar çıkartmış ve hiçbir İngiliz subayın gemiye ayak basmasına izin vermemiştir. Buna karşın İngilizler sayısal üstünlükleri sayesinde Königsberg’i batırabilmişti.

Yukarıda da zikrettiğim üzere Königsberg’in hikayesi daha bitmemişti ve bu hikâye günümüze kadar devam edecek yeni bir evreye girecekti. Gelin Königsberg’in batırılmasından sonraki hikayesi ile devam edelim ve neler olmuş bir bakalım…

Königsberg’in batırılmasından sonra Darüsselam'da bulunan Doğu Afrika Ordu merkezinden gemideki her şeyin kurtarılması emri verildi. Ertesi gün karada kullanılmak üzere Königsberg’in enkazından taşınabilir silahlar ve diğer kullanılabilir ekipmanlar kurtarıldı. Königsberg’in mürettebatından sağ kalan subay ve asker toplam 148 kişi geminin güçlü silahlarıyla beraber kara ordusunun başındaki von Lettow'un kuvvetlerine katılmak üzere zorlu bir yolculuğa çıktı. Böylelikle Königsberg’in yan yatmış naaşı Rufiji Deltasında bırakılırken, ruhunu oluşturan silahlar yeni bir görev için yolculuğuna başlamış oldu. Bu yolculuk ise uzun ve çetrefilli olacaktı. Unutmayalım ki bu yolculuk günümüze kadar devam edecek...


Königsberg’den kurtarılan silahlar ise artık sadece Hint Okyanusu'nun ılık ve tuzlu sularında gezinen bir gemide değil, Doğu Afrika'nın göllerinde, tozlu ovalarında ve yağmur ormanlarında da görev yapacaktı.

Königsberg’den kurtarılan malzemeler içerisinde en değerli olanları Alman Doğu Afrika ordusunun saha topçularını desteklemek için kullanılacak ağır toplarıydı. Bu Ağır silahlar başkent Darüsselam'a ulaştırıldıktan sonra temizlendi, demiryolu atölyelerinde kazan levhasından bu toplara arabalar yapıldı veya Krupp fabrikası tarafından imal edilerek savaştan önce Doğu Afrika’ya gönderilmiş olan arabalara monte edildiler. Detaya girecek olursak; Köningsberg’den Toplam on adet 10,5 cm'lik top ve iki adet 8,8 cm'lik top kurtarılmıştı. Yazının başında geminin silah konfigürasyonunu sayarken dikkat ettiyseniz gemide 8,8 cm'lik silahlar bulunmuyordu. Bu silahlar herhangi bir çıkartma durumunda topçu desteği için 
geminin deposunda bulunuyordu.

Bu toplarla birlikte Königsberg ve Kronberg'den yaklaşık 1.500 mermi kurtarılmış ve bu mermiler kurtarılan on top arasında paylaştırılmıştı. Yeniden faaliyete geçirilen toplar, Darüsselam, Tanga, Mwanza ve Kigoma'da liman savunma silahı olarak kullanıldı. Bu toplardan bir tanesi Tanganyika Gölü'ndeki en büyük buharlı gemi olan Goetzen'e monte edildi. Ancak daha sonra karada kullanılmak üzere gemiden söküldü. Geri kalan küçük kalibreli silahlar ise Rufiji Deltası'nı savunmak ve Kuzey Cephesinde demiryolunu savunmak üzere sabit mevzi silahları olarak kullanıldı.

Sökülerek Taşınmaya Hazırlanan Bir Königsberg Topu

Bu toplar çoğunlukla Königsberg'de görevli mürettebat tarafından kullanıldı ve Afrikalı hamallar tarafından Doğu Afrika'nın engebeli, tozlu ve ormanlık arazisi boyunca, mühimmatları birer birer tükenene veya ele geçirilene kadar müttefik pozisyonlarını bombaladılar. Tüm silahlar, düşman eline geçmeden önce Almanlar tarafından bir dereceye kadar etkisiz hale getirildi. Bazen bu sadece kama bloğunu çıkararak, ancak çoğu zaman namluyu dinamitleyerek oldu. Son iki top, Doğu Afrika Ordusunun, Portekiz Doğu Afrika'sını işgal etmek için Alman topraklarından ayrılmasından hemen önce müttefiklere terk edilerek görevlerini tamamlamış oldu.

Bu yenilenmiş toplar Alman Doğu Afrika Kolonisinin en büyük eksiği olan ağır topçu desteğini sağlayarak müttefikler için savaşın uzamasına neden olmuştu. Ancak bu topların en büyük handikabı, ağır olmaları ve hareket kabiliyetlerinin Afrika toprakları için oldukça sınırlı olmasıydı. Afrika’ya en uygun toplar ise Sahra Topu olarak niteleyebileceğimiz toplardı. Bu toplarla birlikte kullanılan mühimmatında büyük bir handikabı vardı. Bu topların kullanıldığı mühimmatlar deniz muharebeleri için imal edildiği için toplarda kullanılan zırh delici mühimmatlar genellikle patlamadan önce kendilerini toprağın derinliklerine gömüyordu. Haliyle merminin patlamaması düşman üzerinde istenilen etkiyi yaratamıyordu. Ancak bu silahların mevcudiyeti ve ısrarlı bombardımanları müttefikler için psikolojik etki yaratmaya yetiyordu.

Savaş Doğu Afrika'yı sararken, Almanlar zamanla bu ağır silahları terk etmek veya imha etmek zorunda kaldılar. Geride ise yukarıda bahsi geçen silahlarla ilgili günümüze kadar gelen hikayesi kaldı. Şimdi Köningsberg’de sökülerek tüm Doğu Afrika Cephesinde kullanılan topların kayıtlarını tek tek inceleyerek günümüze kadar izlerini sürme vakti geldi.

Yukarıda görseli verilen top Alman subaylarının gözetiminde Afrikalı hamallar tarafından hareket ettiriliyor. Bu top Darüsselam'da Demiryolu atölyesinde yapılan arabalardan birine monte edilmiştir. Sağda ağır silahı çekmek için sıralanmış uzun bir Afrika hamal hattının başlangıcı bulunuyor. Bu top büyük olasılıkla Ocak 1917'de Kibata'da ingilizler tarafından ele geçirildi ve en son 1918'de Darüsselam'da görülmüştür.

Yukarıda görseli verilen top, silah ekibiyle birlikte bir Krupp silah arabasına monte edilmiş Königsberg silahlarından birini göstermektedir. Bu fotoğraf çatışmalardan önce Tabora'da çekildi. Muhtemelen Eylül 1916'da Tabora yakınlarındaki Itaga'da ele geçirilip; tahrip edilen silah olması gerekiyor.

Yukarıda görseli verilen top, Königsberg'den sökülen toplardan birini Tanga'nın güneyindeki Nyamyami'de sabit olarak konumlandırılmış olarak gösteriyor. Topun üzerine inşa edilmiş bir çim kulübe ile kamufle edildiği dikkat çekmektedir. Bu silah platformu, kendini gizlemek ve kulübeye girip çıkabilmesi için raylara monte edildi. Bu top Ekim 1917'de Masasi yakınlarında terk edildi.

Yukarıda görseli verilen topTanganyika Gölü kıyısındaki Kigoma'da mevzisine taşınırken görülüyor. Bu top, göle bakan bir mevzide orijinal donanma taretine monte edildi. Bu görselde asıl önemli olan husus 1.000 kilonun üzerinde bir ağırlığa sahip olan bir topun sadece namlusunu hareket ettirmek için gereken büyük miktarda Afrika emeğine dikkat edin. Bu top, Eylül 1916'da Tabora'da İngilizler tarafından ele geçirildi.

Yukarıda görseli verilen geminin ismi SS Graf Von Goetzen. Geminin ön kısmına monte edilmiş Königsberg topu resimde görülmektedir. bu top sayesinde Almanlar, Tanganika gölünde İngiliz ve Belçika kuvvetlerine karşı ateş gücü olarak büyük bir avantaj sağladı. Bu top, Eylül 1916'da Korogwe'de ele geçirildi ve ilerleyen yıllarda Belçika Kongo'sunda sergilendi.

Yukarıda görseli verilen top, Ağustos 1916'da Bagamoyo'da ele geçirilmesinden kısa bir süre sonrasını gösteriyor. Top, bir aksın üzerindeki düz Krupp vagonuna monte edilmiş ve sekiz payandalı Krupp tekerlekleri ile hareket etmesi sağlanmış. Resimde zamanın Krupp arabalarının benzersiz tüm özellikleri gözler önüne seriliyor. Top ele geçirilmeden önce kama bloğu, Almanlar tarafından söküldü. Bu fotoğrafın arkasında, silahı ele geçirenlerden birisi olan William Thomas Clegg'in elle yazılmış notları var. Bu notta; "Alman Donanması 15 Ağustos 1916'ı sabah saat 04:00'da kahvaltı yapmadan bize sıcak bir karşılama sundu. Bu karşılamanın ardından "Bagamoyo"'ya inen HMS Vengeance gemi personeli tarafından silah ele geçirildi.''- Rtg WT Clegg.


Yukarıda görseli verilen top, Königsberg silahlarından birinin İngiliz ve Afrika kuvvetleri tarafından Ağustos 1916'da Mkuyuni yakınlarında ele geçirildiğini gösteriyor. Top terkedilmeden önce Almanlar tarafından namlu ve tekerleklerine yerleştirilen patlayıcılar ile kullanılamaz hale getirilmiş. Bu topta Darüsselam'daki demiryolu atölyelerinde imal edilmiş araba sistemi açıkça görülmektedir. 

Yukarıda görseli verilen top, Ekim 1917'de Masassi yakınlarında İngiliz Birlikleri tarafından bulunan Königsberg toplarından birini göstermektedir. Resimden topun, Krupp fabrikasında üretilmiş top arabasına monte edildiği görülmektedir. Geri çekilen Almanların silahı kullanılmaz hale getirmek için sağ tekerleği ve namluyu havaya uçurduğu görülmektedir. Bu top imha edildikten sonraki akıbeti bilinmemektedir. Topun Bazı parçalarının kurtarılarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. Ancak büyük olasılıkla çoğu parça Masassi'de terk edilmiştir.

Yukarıda görseli verilen top, Darüsselam'daki İngiliz Sömürge Valisinin evi önünde bulunan bahçedeki bir beton bir kaide üzerine ele geçirildikten sonra monte edilmiş olarak göstermektedir. Top düşmana terk edilmeden önce Almanlar tarafından dinamitle kama bölümü imha edilmiştir. Bu top, daha önce Kahe'de bir demiryolu mevziinde kullanılmış ve Mart 1916'da aynı bölgede İngilizler tarafından ele geçirilmiştir. Bu topun sonraki dönemdeki akıbeti bilinmemektedir.

Yukarıda görseli verilen top, İmparatorluk Savaş Müzesi koleksiyonunda bulunan topun Crystal Palace'daki yerinden South Kensington'daki yerine taşınırken çekildi. Bu taşıma işlemi sırasında bu kadar ağır bir silahın işçiler tarafından hareket ettirilmesiyle ilgili mücadele hakkında resim yeterli fikir veriyor. Bu top büyük olasılıkla Ağustos 1916'da Bagamoyo'da ele geçirilen topun aynısı, ama bu topu İngilizlerin ne zaman ve nerede ele geçirdiği bilinmemektedir. Top Ele Geçirildikten sonra 1918 yılında Royal Mall'da sergilenmek üzere İngiltere'ye gönderildi. Daha sonra İmparatorluk Savaş Müzesi koleksiyonuna geçti. 1928 yılında Kraliyet Deniz Gönüllüleri Koruma Birimine bağışlandı. En son 1933 yılında geçit töreninde fotoğraflandı ve o zamandan beri görülmedi. Büyük ihtimalle top İkinci Dünya Savaşı sırasında hurdaya ayrılmış olduğu tahmin edilmektedir.

Yukarıda görseli verilen top, Darüsselam yapımı bir arabaya monte edilmiş olarak gözükmektedir. bu top ele geçirildikten sonra ilk olarak Belçika Kongosunun başkenti Leopoldville sergilenmiş ve son olarak Belçika Kongosunun başka bir şehri olan Stanleyville'de sergilenmiştir. Top, en son 1971'de Stanleyville'deki (modern Kisangani) Place Du Canon'daki sergi bölümünde arabasından ayrılarak beton bir kaidenin üzerine yerleştirilerek sergilendi. İlerleyen yıllarda top ortadan kayboldu ve akıbeti bilinmemektedir. Bu top büyük olasılıkla Tanganyika Gölü'ndeki SS Goetzen'e monte edilen ve Daha sonra gemiden sökülerek kara görevlerine kullanılandı. Eylül 1916'da Korogwe'de Belçika Kuvvetleri tarafından ele geçirildi.

Yukarıda görseli verilen top, Almanlar tarafından terk edilmeden önce kama bloğu sökülmüştür. Ayrıca topun yükseltme kolu da eksik. top ilerleyen yıllarda yeşile boyandığı görülmektedir. Yani üzerindeki boya topun orjinal rengi değildir. Bu top, İngiliz ve Afrika kuvvetleri tarafından Temmuz 1916'da Victoria Gölü'ndeki Mwanza'da ele geçirilmiştir. Top 362 seri numarasına sahiptir ve bu bilgiler ışığında Königsberg'e ait olduğu teyit edilmiştir.

Yukarıda görseli verilen top, Mombasa'da sergilenen bir Königsberg silahını gösteriyor. Genişletilmiş Krupp tekerleklerine sahip düz Krupp top arabasına monte edilmiş silahın nerede ve ne zaman ele geçirildiği henüz bilinmiyor. Bu topun ele geçirilmesi ile ilgili kaynaklarda herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Ancak top üzerinde seri numaradan Königsberg'e ait olduğu teyit edilmiştir. 

Yukarıda görseli verilen top, Pretoria'da sergilenen bir Königsberg'e ait topu gösteriyor. Top, Krupp tekerleklerini genişletilmiş hali ile sergilenmektedir. Top arabası bu haliyle dönemin İngiliz top arabalarına benzemektedir. Yapılan araştırmalarda en az dört farklı topun parçalarından bu hale geldiği tespit edilmiştir. Bu bağlamda namlu 369 seri numarası ile kesinlikle Königsberg'de kullanılan toplardan birisi olduğunu teyit ediyor. Diğer parçalar ise 361, 366 ve 367 seri numaralı silahlara aittir. Bu topun gerçekte nerede ele geçirildiği tam olarak bilinmemektedir.

Yukarıda görseli verilen eşyalar Johannesburg'daki Güney Afrika Ulusal Askeri Tarih Müzesi'nde sergileniyor. Seri numarası 368 numaralı silahtan geldiklerini gösteriyor, ancak bu silahın nerede ve ne zaman ele geçirildiği bilinmiyor.

Yukarıda görseli verilen görüş yayı, 369 seri numarasıyla işaretlenmiştir. Bu nedenle, Pretoria, Union Buildings'in dışında sergilenen topun eksik nişan alma mekanizması olduğu anlaşılmaktadır. 

Yukarıda görseli verilen top, başlangıçta 
akıncı faaliyetleri yürütmek için küçük bir ticari gemileri silahlandırmak için Königsberg'in depolarında bulunan 8,8cm çapında (Seekanone L/30) toplardı. Ancak Königsberg Battıktan sonra bu iki top önce Tanganyika Gölü'nde bir mavna üzerine monte edildi. Daha sonra Almanların göllerdeki üstünlüğünün son bulmasıyla mavnalardan sökülerek karada kullanılmaya başladı. Resimde gördüğünüz top, Darüsselam'daki demir atölyelerinde yapılmış araba üzerine monte edilmiştir. Bu top, 24 Ağustos 1916'da Mlali Geçidi'nde ele geçirildi. Diğer top ise 24 Ocak 1917'de Likuyu'da imha edildi.

Yukarıda açıklamalarıyla birlikte Königsberg'e ait gösterdiğimiz silahlar dışında Johannesburg'da bulunan, Güney Afrika Ulusal Askeri Tarih Müzesi, Londraİmparatorluk Savaş Müzesi ve Londra Filo Hava Kolu Müzesi'nde gemiye ait çeşitli parçalar sergilenmektedir. 

SMS Königsberg'den kurtarılmış toplam on iki toptan dördünün bugün var müzelerde sergilendiği biliniyor. Bu 10.5 cm'lik toplardan biri şu anda Güney Afrika'nın Pretoria kentindeki Güney Afrika Birlik Binasının Batı girişinde sergileniyor. Diğer 10.5 cm'lik top ise Kenya'nın, Mombasa kentindeki Fort Jesus'ta ve üçüncü top ise Uganda'nın, Jinja kentinde bulunan askeri kışlada sergileniyor. Gemi depolarından çıkartılarak karada kullanılan 8,8 cm'lik top ise Johannesburg kentinde bulunan Güney Afrika Ulusal Askeri Tarih Müzesi'nde sergileniyor. Kalan topların çoğu hurdaya çıkarıldı veya imha edildi. Ancak Königsberg'e ait bazı eşya ve silahların halen Afrika'nın uzak bir köşesinde keşfedilmeyi beklerken paslanıyor olabilir.

Yerel tarihçi Kevin Patience'a göre, "Yıllarca Afrika ormanlarının uzak bölgelerinde görülen diğer silahlarla ilgili hikayeler dolaştı. Ben, 1970'lerde Tanzanya Doğal Parklarından birinde bir nehir yatağında bir bekçi tarafından bulunan terk edilmiş bir silahın hikayesini duydum. Ancak ormanın derinliklerine erişim engellerinden dolayı duyduğum hikayeyi doğrulayamadım."

SMS Königsberg'in gövdesi Afrika nehrinde yok olup gitmiş olsa dahi ruhu olan silahlar Afrika'nın çeşitli şehirlerinde yaşamaktadır. Bir gün buralara yolu düşen gezginlerin Königsberg'in ruhunu da ziyaret ederek bu asi ruha ''saygı duruşunda bulunmalarını'' tavsiye ederim.

Bu hikayenin sonuna geldiğimize göre bir de madalyonun diğer yüzüne bakmadan hikayeyi bitirmek olmaz. Königsberg'in en ünlü kurbanı bilindiği üzere İngiliz kruvazörü HMS Pegasus idi. Pegasus batırıldıktan sonra gemideki sekiz toptan altısı İngilizler tarafından kurtarıldı ve bu toplar, top arabalarına monte edilerek kara savaşlarında kullanıldı. ne tesadüf ki denizlerdeki iki rakip karada da birbirini bulup yok etmeye çalışıyordu. Günümüzde "Peggy Guns" lakabı ile bilinen HMS Pegasus kruvazörünün toplarından biri Kenya'nın, Mombasa şehrinde bulunan Fort Jesus'da Königsberg topunun (Bagamoyo'da İngilizler tarafından ele geçirilen top) yanında duruyor. 

Bir zamanlar birbirini yok etmek için ateş eden iki düşman, günümüzde yan yana huzur içinde duruyorlar. 


KAYNAKLAR:

* S.M.S. Königsberg: Letzter Kampf in Deutsch-Ostafrika
* Running the Rufiji Gauntlet: The destruction of SMS Königsberg (LİNK)
* Sinking the German cruiser Konigsberg (LİNK)
* S.M.S. Königsberg (1905) (LİNK)

2 Yorumlar

  1. Kaleminize sağlık. Ne zamandır yazmıyordunuz. RSS feederda yazıyı görünce şaşırdım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Hayat koşturması içine düştüğümüz için bir süre ara vermek durumunda kaldım. Bundan sonraki dönemde sık aralıklarla olmasa dahi yine elimden geldiği kadarıyla yazmaya devam edeceğim. ilginiz için yine teşekkür ederim.

      Sil